Öncelikle Rabbim kimseyi bu kumar illetine düşürmesin. Ben kendi halinde bir telefon bayisinde çalışan biriydim. Normal standart bir hayatım vardı minimal yaşayan bir insandım. Bir gün eve geldiğimde kardeşim “50 liran var mı?” dedi bende “var” dedim. O zamana kadar sanal kumar nedir bilmezdim. Yaşım 31. 30 yaşında tanıştım bu illetle. Bu arada şunu da söylemek istiyorum, bizleri bu illete düşürenlere kesinlikle hakkımı helal etmiyorum.
Her neyse 50 lirayı verdim ve 100 lira karşılığında şeker oyununa girdik ve o gün arkadaşım da geldi. Biz o zamanın parası ile aynı gün 3 tane asgari ücret para kazandık. Ne kadar inanılmaz dimi? Aslında değil! Bu tamamen pisliğin içine çekmek için şeytanın bir oyunuydu. Ben kazandığım gün kaybetmiş oldum. Aradan belirli zaman geçti ben çok yüksek değil ufak ufak atıyordum. Borcum falan yoktu kimseye ama her böyle paraya ihtiyaç duyduğum anda yani şöyle istediğim şeyi kendi paramla da yapabiliyorken artık kumarı tamamen bir iş olarak görüyordum.
Çok kayıplar yaşamıyordum ama zamanla borçlar çoğaldı. 2 sene önce kadar kardeşim arkadaşından borçlarımın kapanması için para buldu ve bütün borçları ödedik. Sadece 45 bin lira kadar borcum vardı o borç neydi ki ama işte kumar insanı içine almıştı bir kere. Bir gün evde olay yaşandı. Kardeşimin bana temin ettiği borçtan dolayı bana tavırları değişmişti ama ben borç ödendikten sonra oynamayı kestim ve 3 ay oynamadım. Bir gün tartışma çıktı kardeşimle ve ağza alınmayacak kelimeler kullandı. Ben de gidip kredi çektim ve ona olan borcunu ödedim. Aslında bir yerden alıp bir yere vermiştim. Çok fazla bir zararım yoktu. Bu olaydan sonra benim için ek gelir kapısı olan kumarla tekrar tanışma zamanı gelmişti.
Ve o gün 100 bin lira para kaybettim. “Hayatımın en kötü günü bugün” dedim. Akrabalar, ailem herkes eve geldi. Olaylar büyüdü. Babam borcumun bir kısmını kapattı. Korkudan mı üzmemek için mi bilmiyorum ama tamamını söyleyemedim. Söylesem onu da kapatacak paramız vardı. Bu tarz olaylar haftalar sonra aylar sonra aralarda 3 5 kere daha yaşandı ve borçlar büyüdü. İşin içinden çıkılmaz hale geldi diye düşünüyordum. Kardeşim arkadaşından tekrar borç aldı. Bu çocuk kardeşime aşık bir çocuktu. Onunda amacı kardeşimle evlenmekti. Neyse parayı aldık.
Dolar, altın olarak ama parayı faizi ile birlikte alacaklarını söylediler. Yani iyilik çatısı altında tefecilik yaptılar. Böyle iyilik yerin dibine batsın. Ben Ankara’da bir firmada çalışmaya başladım. Oradakiler de kumar oynayan hastalıklı insanlardı. Çalıştığım yer 23 yıllık arkadaşımın amcasının yanıydı. Kafamı dağıtmak, borcumu ödemek için işe gittiğim yer alenen kumarhane gibi bir yerdi. Arkadaşım ve amcası devamlı kumar oynuyor, patron olan diğer amcasının kazançlarını gördükçe istemsizce “bu hayat böyle olmaz. Aldığım asgari ücret maaş, adam 1 günde benim borcum kadar para kazanıyor” iç güdüsü beni iyice kumara sürükledi.
Kumarda kimse kazanamaz. Çok şanslı isen şansa bala 1 kere kazanabilirsin. Ama geri çekilmezsen geri alırlar. Kaç kere denedim, küçük paralarla, büyük paralarla. Bu oyunlar insana para vermiyor. Bildiğiniz hayatınızı hayallerinizi mutluluklarınızı çalıyor ki çaldı. Benim gibi bir süre böyle bağımlı insan var ve her geçen gün daha çoğalmaya başlıyor. Lanet olsun bu telefonları, interneti icat edenlere. Neyse iş yerimden arkadaşımın yüzünden ayrılmak zorunda kaldım. Bana karşı farklı davranmaya başlamıştı. Ayrılmadan önce çalışırken kardeşim “arkadaşının parasını istediğini, ödemem gerektiğini” söyledi. Bir sürü karşılıklı küfür hakaretler başladı.
Ben kumar bağımlısıydım ama beni buna başlatan kardeşim o da bir nebze bağımlıydı. Kazanınca kazanca ortak, kaybedince “ben sana demedim mi” diyordu her seferinde. Her neyse sağdan soldan borç bulup kredi çekip bir şekilde parasını ödedik. Aramızda artık bir bağ kalmamıştı, rahatlamıştım ama işte oradan alıp diğer tarafa ödeme yapmıştık ve ara ara oynamaya devam ettim. Borçlar git gide yükseldi. 1 milyon borcum olmuştu. Bankalarda işin içinden çıkamaz bir hale gelmiştim.
Yakın bir zamanda kardeşim okulunu bitirip Ankara’da bir ev açtı. O kendi hayatını kurtarma derdinde hiçbir şekilde pislik bana sıçramasın gözüyle bakıyordu. Hepsini yazamıyorum, onunla oynadığımız bir ton kumar olayımız var. Zaman yetmez. Neyse evini tuttu ama evden istekleri hiç bitmiyordu. Devamlı olayları para ile alakalıydı. Oyun oynadığımız dönemlerde devamlı paramı defalarca kez çaldığını gördüm ama pişkin gibi “zor durumdayım” dedi.
Şöyle düşünün kardeşlerim kazanmışsınız günümüz parası ile diyorum 20 bin lira para vermişsiniz ama o sizden bin lira para çalıyor, yakalandığında “mecburum” diyor. Mecbur değildi. Bu kazancımda gözü vardı kaybettiklerimle de hiç alakası olmayan bir insandı. Buna âşık olan arkadaşının 1 milyon lira parası kardeşimin hesabında duruyordu. Sevdiğim kız Ankara’ya gelmişti. 1 hafta içinde onunla gezdik, yedik eğlendik ama kız beni arkadaşı olarak görüyormuş. Bir ton evde olay çıktı.
O gelmeden önce 1 hafta içinde 150 bin lira kardeşimle para kazanmıştık. Ona herhangi bir borcum falan yoktu. Parayı yarı yarıya bölüşmüştük. Kolay para harcaması da kolay oluyor tabi. Kızla derin bir tartışmaya girdik. Dışarı çıktık yemek yedik ve “arkadaşız” dedi. Bunun siniri ile tekrar kumara girdim. Rahatlamak değildi, acıyı dindirmekti amaç. En ufak acıda ben kumara düşüyordum. 5 bin lira attım para 10 bin oldu o psikoloji ile para kazanmak değildi olay daha da acı yaşamaktı. 20 30 derken 220 bin lira para kaybettim.
Kardeşimin arkadaşının vadedeki paralarını bozdurup kurtarma ümidi ile kumar oynamaya başladık ve 2 gün içinde 800 bin lira para kaybettik. Önceden olan borçlarımla birlikte şu an borcum 2.1 milyon. Satılacak 1 milyona bir arsa ve arabam var 250 bin liraya. 850 bin lira borcum kalacak ama kumar insanda ne çalışma ne gezme ne uyku ne yemek edası bırakıyor. Hayatımın son dönemleri sigara kola içmekle geçiyor. Bir insan 3 gün boyunca yemek yemez mi? Yiyemiyoruz işte! Kaç kere intihar girişimlerinde bulundum. Ailem son anda durdurdu. Şu an da hangi ölüm acısız olur diye araştırıyorum. Devamlı intihar haberlerine bakıyorum.
Nerde saçma şey var hepsini araştırıyorum ama hayata tutunmaya çalışıyorum. Kötü bir insan değilim, hatıralarım kötü benim. Allah’a inancım beni bu dünyada tutuyor yoksa çoktan bu can bu bedenden gitmişti. Yani hala ben bu yolun içindeyim Rabbim kimseyi bu duruma düşürmesin. Düşene de kötü gözle bakmayın. Biz toplumun eseriyiz. Her gün mutlaka herkes bir yerden darbe yer. Bunu kınamayın! Allah başınıza verir. Akıl vermiyorum, haddim değil ama bağımlı bir insan olarak şunu söylüyorum; Oynamayın! Kesinlikle uzak durun! Kazanamazsınız!
Sonra benim gibi her gün her saniye şeytanın vesvesesi ile Azrail’le karşılıklı top da oynarsınız zar da atarsınız. Kumar ne arkadaş ne dost bırakır. Olursa yanınızda aileniz olur, anneniz, babanız benim kardeşim yalandan oldu gibi gözüktü bu hikâyede. Az yiyin, çöp karıştırın ekmek parası çıkartın ama kesinlikle kumara girip de attığınız 50 bin liranın 5 milyon hayaliyle yaşamayın! O ev, arabayı kumardan alamazsınız. Kumar sizden o arabayı ve evi alır dostlarım bilginiz olsun. Allah’a emanet olun! Allah bize de bu kumara düşenlere düşeceklere de yardımcı olsun. İyi günler.