Bambaşka Bir Hayatım Olabilirdi!

Yazar Hakkında

  • İsim: Ege
  • Yaş: 30
  • Şehir/Ülke: İstanbul / Türkiye
  • Meslek: Müzisyen
  • Kaybedilen Miktar: 1.200.000 ₺
  • Kaybedilen Zaman: 10+ Yıl
  • Kumar Borcunun Kaynağı: Maaşlarım, Krediler, Birikimler, Evim
  • An İtibariyle Kalan Borç: 140.000 ₺

Bu hikâyeyi uzun süredir yazmak istiyordum. Ama sanırım kendi geçmişimle ve yaptıklarımla yüzleşmek ağır geldiği için cesaret edemedim. Şimdi zamanı geldi ben Ege. Bu benim hikayem arkadaşlar. Kumar ismini gerçi o zamanlar pek kullanmazdım. İddaa diyerek yumuşatırdım ya da oynadığımın kumar olduğu gerçeğini idrak edebildiğim yaşlar değildi belki de bilemiyorum. Tanışmam 2008’li yıllara tekabül ediyor. Birçok hikâyenin başlangıcında olduğu gibi bende 1 TL’lik masum görünen kuponlarla başladım bu maceraya.

O yıllarda nereden bilebilirdim ki bu masumane başlangıç yıllar yıllar sonra benim sonum olacak? 2008 ile 2012 yılları arası zaman zaman bu “masum” diye tabir ettiğim küçük kuponlarla bana o zamanlar da çok da zarar vermeyen bu alışkanlık mahallede ki, iddaa bayii sahibi olan Arif abi ile, (ismini değiştirdim) samimi olduktan sonra farklı bir boyuta evrilecekti. Arif abi, o zamanlar 30’lu yaşların ortalarında konuşkan, sempatik ve cana yakın biriydi. Gel zaman git zaman derken biz Arif abi ile samimi olduk. Arif abi aynı zamanda bir futbol kulübünün yönetim kurulundaydı. Hem kulüp hem de bayi ile ilgilenmek zorunda kalıyordu.

Arif abi, bana bir gün “Ege biliyorsun benim kulüpte işlerim yoğun hem dükkân hem kulüp derken kendime vakit ayıramıyorum, sana da güveniyorum. Hazır okulun tatile girmişken yazın sen dükkâna bak, zaten işleyişi az çok öğrendin bir tek sana güvenebilirim bu mahallede” dedi. Ben de tabi ki bu teklife hiç düşünmeden “evet” dedim! Neden demeyeyim ki? Zaten zamanımın çoğu iddaa bayide geçiyordu. Arif abiyle aramız çok iyiydi ve onunla beraber sürekli dükkânda takıldığım için gelen giden diğer insanlarla da samimi olmuştum.

Neyse dükkânı ben işletmeye başladım. İlk zamanlar her şey çok güzeldi, bütün gün oturuyor bilgisayarda takılıyordum. Dükkâna arkadaşlarım geliyordu birlikte takılıyorduk. Tek yaptığım iş, iddaa kuponlarını makineye sokup kuponu çıkartıp parayı almak ve kuponu vermekti. Aldığım maaş dışında sigaram, yemeğim hatta ufak tefek kendim için oynadığım kuponlar bile serbestti. İşte dedim “buldum, benim yapacağım iş bu! Bende bir iddaa bayisi açmalıyım!” Öyle rahattım ki, Arif abi, hiçbir şeye karışmıyordu. Sadece haftadan haftaya hesaplar ve ödemeler için geliyordu. Bazen de dükkanı kapattıktan sonra beraber içip sohbet ediyorduk.

Biraz zaman geçtikten sonra bazı müşterilerin yüklü kuponlar yaptığını fark ettim. O zamanlar, iddaa tek maçları sadece derbi maçlar için açıyordu. Onun dışında tek maç oynanmıyordu. Bu kişiler tek bir maça, örneğin: FB – GS maçına tek kalemde 1000 TL, 2000 TL hatta 5- 10 bin TL basanlar bile vardı. Kimileri, bayiye gelip oynar kimileri ise, telefon ile arayarak bana oynatırlardı. İşte ilk karıncalanmam o zaman oldu. Dedim ki, “demek ki ben küçük oynadığım için kazanamıyorum büyük oynayarak kazanılıyor galiba bu oyun!” Ancak o zamanlar hem bütçem müsaade etmediği için (Yıl 2013-14 falan) hem de gerçekten miktarlar çok büyük geldiği için bu hayal olarak aklımın bir köşesinde durdu yıllarca.

Yaz bitti, ben dükkânı bıraktım. Arif abi ise, kısa süre sonra dükkânı devir etti ve bir daha görüşemedik. O sene üniversiteye hazırlandım ve bir yıl sonra üniversiteye şehir dışına gittim. Yo hayır, tahmin ettiğiniz gibi olmadı. Üniversite hayatım boyunca ayda yılda bir ufak tefek kuponları saymazsak hiç kumar oynamadım. Aksine güzel bir arkadaş ortamım, güzel anılar ve yeni edindiğim beceriler ile kendimi bulmuştum tam anlamıyla. Rüya gibi bir 4 yıl geçirdim nereden bilebilirdim ki hayatımın son mutlu zamanları olacağını?

İstanbul’a döndükten sonra Üniversite döneminde başladığım Müzikle daha çok ilgilenmeye başladım. Bir grup kurduk ve barlarda sahne almaya başladık. Her şey iyi gidiyordu. Güzel bir ilişkim vardı ve hayat akıp gidiyordu bir şekilde. Ta ki o güne kadar, Üniversite’den tanıştığım bir arkadaşım İstanbul’a taşındı ve olaylar başladı. Bir gün beni aradı ve “buluşalım” dedi. Sohbet muhabbet ederiz eski günleri konuşuruz vs. “Tamam.” dedim gittik bir kafeye. Sohbet muhabbet derken sürekli telefonuna baktığını fark ettim. Olum dedim, “aklın başka yerde galiba ne oldu sevgilinle mi kavgalısın?” “Yok moruk” dedi gülerek, “10 dakika sonra voleyi vuruyorum ondan gözümü ayıramıyorum maçtan.” “Nasıl yani” falan demeye kalmadan başladı anlatmaya.

“ben” dedi, “uzun süredir geçimimi böyle sağlıyorum. Bu sitelerde oranlar daha yüksek ve istediğin maça oynayabiliyorsun. Kural mural yok.” İşte o günden sonra hayatım yokuş aşağı sarmaya başlayacaktı. Hemen eve gittim ve bende üyelik açtım. Başlarda her şey çok iyiydi gerçekten neye oynasam geliyordu. Kendimin muhteşem bir analist olduğunu, diğer insanların oynamayı bilmediği için kaybettiğini düşünüyordum. Hatta abartmıyorum bir tane site hesabımı limitlemişti sürekli kazanıp çekim yaptığım için. Adeta rüya gibiydi. “İşte dedim oğlum ege yırttın! Para kazanmanın yolunu buldun daha dünyada sırtın yere gelmez!”

Rüyaların çabuk bitmek gibi bir yanı vardır ne yazık ki. Benimki de öyle oldu işte. Ne olduysa bir anda kaybetmeye başladım kaybettikçe panikliyor, panikledikçe kaybediyordum. Yaptığım kârlar kısa zamanda uçtu gitti. Biraz birikmişim vardı onu da erittim. Miktarlar giderek büyüyordu ve ilk büyük kaybımı vermiştim. Para da suyunu çekince “benim kumarım burada biter!” diyerek bıraktım, yani bıraktığımı sandım. Pandeminin hemen öncesi 2019’un son ayları olması lazım ufak bir miras kaldı aileme. Bu arada ailemin durumu çok iyi değildir. Bizimkiler dediler çocuğun bir evi olsun, yarın bir gün evlenince rahat etsin vs.

Oradan gelen paranın üstüne kendi birikimlerini koyarak bana orta halli bir daire aldılar. Ardından çok geçmeden pandemi geldi hepinizin malumu ülkece hatta dünya olarak kafayı yedik, hapis hayatı yaşadık. E bir de meslek müzisyenlik olunca başkasına 1 vuruyorsa bana 3 vurdu. İş yok, para yok hiçbir yerden gelir yok. Evdeyim kafayı yiyorum bir yandan ve evet tahmin ettiğiniz gibi yine kumara sardım. Ama bu defa farklı. asıl hikaye de tam olarak burada başlıyor işte. Pandemiden dolayı liglerin hepsi kapalı 3 – 4 lig var. Belarus bir de Nikaragua vs. dünya haritasında yerlerini bilmediğim ülkeler.

Bu Yazı İlgini Çekebilir: Kredi Çekip Kumar Oynamak!

Ha bir de masa tenisleri var tabi onları da unutmamak gerek. Ben bir başladım oynamaya gece gündüz oynuyorum duramıyorum. Oynadıkça kaybediyorum kaybettikçe oynuyorum tüm birikmiş gitti. Kredi kartları patladı, kredi çektim o da gitti baktım bankalar musluğu kapattı. Bu sefer eş, dost akraba kimden ne koparabilirsem gözümü bir açtım ki 3 ay da 110 bin TL para kaybetmişim. İnanın o 3 ay bende yok. Nasıl o paraları kaybettim hatırlamıyorum bile. Sanki ben değildim o kişi. Tüm her şeyi kaybettikten sonra kendimi biraz toparlayıp durumu sevgilime açtım. Ve ona her şeyi anlattım. Başta çok kızdı “nasıl yaparsın bunu” vs. diye ama beni çok sevdiği için kıyamadı ve kredi çekip tüm borçlarımı ödedi.

Ben ona zamanla geri ödeyecektim, öyle anlaştık. Daha sonra kumar bırakma gruplarından birine girdim ve orda biriyle tanıştım. Başlarda birbirimizi motive ediyor destek oluyorduk ama sonra o kişi yeniden kumara başladı ve beni lanet olası pisliğe, dipsiz kuyu olan casino oyunlarına alıştırdı. Bankalara olan borcum sıfırlandığı için yeniden kredi limitlerim açıldı ve yine kredi çekip oynamaya başladım. Bu sefer daha hızlı kaybediyordum. 10 bin, 20 bin, 30 bin hatta bir gecede 50 bin TL verdiğim bile oldu! Hayatım alt üst oldu bir anda hayat dolu, enerjik komik biriyken, birden evsiz bir berduştan farkım kalmamıştı. Ailem hala bilmiyordu ne bok yediğimi, ama sevgilim tekrar öğrendi. Çünkü başlarda çektiğim kredilerden ona parasını geri ödüyordum ama ödeyemez duruma gelince olayı anladı.

360 derece değişti bir anda tanıyamaz oldum o evlilik hayalleri kuran, beni her şeyden çok sevdiğini söyleyen 5 yıllık sevgilimi tanıyamaz oldum. Her gün tehdit ediyordu beni, hakaret ediyordu “paramı ver artık. Ailene her şeyi söyleyeceğim. Beni kullandın” vs. Köşeye sıkışmıştım artık başka çarem yoktu. Pandemi yasaklarını gevşettiler ve ailemin bana almış olduğu daireyi gizlice sattım! Haberleri bile olmadı canım ailemin. Hemen sevgilimin daha doğrusu (eski) sevgilimin parasını ödedim ve hayatımdan çıkarttım. Zaten o dönem beni aldatmış. Haklı ne diyebilirim ki insanlıktan çıkmıştım. Duygularını kaybetmiş bir robottan farkım yoktu. Fiziksel olarak çökmüş, ruhsal olarak bitmiştim.

Kalan parayı yine peyder pey bata çıka kumarda kaybettim. Artık ne dairem vardı ne sevgilim, ne arkadaşlarım ne de 5 kuruş param. Ailem hal ve tavırlarımdan bir şeylerin yanlış gittiğini anladı ve beni sorguya çektiler. Her şeyi ağlayarak anlattım. Perişan oldular. O sahne gözümün önünden hiç gitmiyor, gitmeyecekte. Bazen diyorum ki o anı yaşamak yerine keşke ölseydim. Tarifi yok bu acının. Benim annem 3 kuruş kâr edebilmek için 2 km ötede ki marketten elinde poşetlerle yürüyen 60 küsür yaşında bir kadın. Ben insan değilim. Kendimi hiçbir zaman affetmeyeceğim. Bana ait olmayan bir parayı, birikimi bu kansız köpeklere ellerimle teslim ettiğim için.

Yıllardır yaşayan bir ölü gibiyim, mesleği de bıraktım. Beraber kurduğumuz grup şu an büyük festivallerde sahne alıyor, ben uzaktan onları izliyorum. Eski sevgilim nişanlı ben uzaktan izliyorum. Arkadaşlarım, akrabalarım, yaşıtlarım, akran kuzenlerim herkes öyle veya böyle hayatını kurdu ben ise uzaktan izliyorum sadece. Artık kumar oynamıyorum çünkü kumardan nefret ediyorum. Bu hayatta benim her şeyimi çalan bu hırsızdan ömrümün sonuna kadar nefret edeceğim.

Hikâyeyi fazla uzattım aslında yazabileceğim en kısa haliyle yazmaya çalıştım. Daha çok detay, daha çok acı var bu hikâyede inanın. Son söz olarak şunu söylemek isterim. Kumar bu dünyada bir insanın kendi kendine yapabileceği en büyük kötülük. 40 düşman bir araya gelse bana bu zararı veremezdi. Benim çok farklı bir hayatım olabilirdi. Kumar denen pislik bana bir gençlik bana bir hayat borçlu. Ne olur vazgeçin iş işten geçmeden, çok geç olmadan.

Güncel Video ve Hikayelerden haberdar olmak için Türkiye’nin İlk ve Tek Anti-Kumar platformu olan www.kumarpismanliktir.com’u aşağıdaki sosyal medya kanallarından da takip edebilirsiniz. Ayrıca sizin de benzer hikayeniz varsa, sizde bu platformda paylaşarak dayanışmaya katkıda bulunabilirsiniz.

İletişim: https://kumarpismanliktir.com/iletisim/

Hikaye Gönder: https://kumarpismanliktir.com/hikaye-gonder/

İllüzyon E-Kitab: https://www.kobo.com/tr/tr/ebook/lluzyon-1

Facebook: https://www.facebook.com/Kumarpismanliktir

Youtube:  https://tr-tr.facebook.com/Kumarpismanliktir/

4 Yorumlar

  1. Mahvoldum ya, anneler hep mi aynı olur ! Tıpkı ben de çok çok hatrı sayılır bir miktar kaybetsem de annemin marketten kâr edebilmek için uğraştığı rakamların belki de 1000 katı vardır, ne yazık ki olan en başta ailemize, sevdiklerimize ve sevgjlimize oluyor.. insan bazı şeylerin dibini de göremeden akıllanamiyor maalesef. Olsun her şeye yeniden başla hayata yeniden sarıl nefes alıyorsan umut var demektir, tekrardan işine gücüne sarıl geçmişten ders çıkararak yoluna devam et. Hayatında başarılar diliyorum.

  2. Hocam tek solukta okudum desem yeridir. Hikaye gerçekten acı bende öğretmenim yaşadıklarımız gerçekten çok benziyor Hatta kopyası gibi birebir bir hayal uğruna sattıkları yaşamadığımız ve yakınlarımıza yaşatmadıgımız kalmadı.Böyle okuyunca gerçekten yazık çok yazık bizlere geçmişe.. Ama hayat devam ediyor ev yine alınmazmı,Bütün bu iğrenç deneyimler tecrübe olup da yeni günlere ışık tutmazmı,Yorgunuz hastayız hayat da beklemiyor bir yandan geçiyor umudumuzu da yitirirsek inancımızıda kaybeder isek vay halimize…

  3. Tek nefeste okudum okurken sanki bir kitap okur gibi roman kahramanı gibi düşündüm seni hiç tanımıyorum güzel kardeşim. Ama bir kardeş gibi gördüm derdinle dertlendim rabbim bize bu acıları bir daha yaşatmasın mutluluk bizimle olsun

  4. Kardeşim içimi parçaladın ya son zamanlarda yayımlanan hikayeler çok ağır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir