Bence Herkes Bunu Okuyup Haline Şükretmeli!

Yazar Hakkında

  • İsim: Emrah
  • Yaş: 35
  • Şehir/Ülke: İstanbul / Türkiye
  • Meslek: Elektrik Teknikeri
  • Kaybedilen Miktar: 2 Daire Parası
  • Kaybedilen Zaman: 10+ Yıl
  • Kumar Borcunun Kaynağı: Maaşlarım, Kredi Kartları, Krediler
  • An İtibariyle Kalan Borç: 500.000 ₺

Ben bunu yıllar önce bir forumda paylaşmıştım. Geçen 6 yılı sizinle paylaşmak istiyorum. Orada yazdığım mesajları orijinali bozmadan. Merhaba arkadaşlar ben bu gece uyuyamayacağım, o yüzden sizi de rahatsız edeceğim hakkınızı helal edin. Şimdi size kendi hayatımdan bir kesit paylaşacağım, özellikle genç arkadaşlar ibret alsın. Yıllar önce öyle arada kazı kazan oynar, haftada bir sayısaldı, on numaraydı falan zevkine takılırdım. Daha sonra lise yıllarım ile birlikte iddaa denilen bu illet çıktı. Askere gidene kadar haftalık harçlığım ile oynardım. Kaybettiklerim önemsiz olduğu için çok takmazdım.

Bütün hayatım yoksulluk ile geçmişti. Hatta üniversiteyi bu yüzden bırakmıştım ve de aynı zamana denk gelmişti çok sevdiğim kızdan ayrılmam. Bir an evvel askere gidip kendimce hava değişimi yapacaktım. Gel gör ki askerliğimi Şırnak’ta yaptım ve döndüğümde psikolojim daha kötüydü. Girdiğim işlerde uzun vadeli çalışamıyordum. Meslek olarak elektrikçiyim dolayısıyla genelde şantiyelerde çalışıyorum. Zaman geçtikçe durumumun pek de iç açıcı olmadığını, tek çaremin kumarda olduğu kanaatine vardım. İlk olarak legal olan bir sitede spor bahisi oynamaya başladım. İlk büyük kaybım burada oldu ve kendime ilk sözü de burada verdim.

Bir ara bir gecede 5000 kaybettim. O gece sabahlara kadar uyumadım. Daha sonra bahis geçmişime baktım sadece cebimden çıkan (kar dahil değil) 17000 lira para kaybetmişim. Şimdi düşünüyorum da aslında o günler iyi günlerimmiş. Daha sonra arkadaşlar ve internet aracılığı ile yasadışı bahse yönlendim. Malum bahis çeşitliliği ve oran yüksek olması sizi cezbediyor. “Önceki kaybımı burada kazanırım” düşüncesi oluştu. Hemen bir siteden hesabımı açtım ve 50 lirayı 1300 lira yapmıştım. O gün sanırım şanslı günümdeydim. 1000 TL çekim talebinde bulundum ama 1 haftada ödemediler. Sonra tokatlandığımı fark ettim ve başka sitelere üye oldum. Kazandım kaybettim derken uzun lafın kısası artık spor bahisleri kesmiyordu. Bu seferde rulete bulaştım, sabahlara kadar uyumuyorum.

O uykusuzluk ile işe gitmiyordum. Kaybediyordum ve kaybettiğimi kazanmaya çalıştığımda ise daha çok kaybettim. 1 yandan psikolojik sorunlar, uykusuzluk diğer yandan giden paralar, öbür taraftan sıkıcı bir hayat. Şöyle ki; canım bir yemeği çektiğinde yemiyordum, içmiyordum. Elime geçen parayı kumara yatırıyordum. Üzerime elbise almıyor, alsam da en ucuzunu alıyordum. Artık bir müddet sonra yenilmekten kaybetmekten zevk almaya başlamıştım. Kaybetmek korkusu artık yoktu. İşte en tehlikeli olanda bu. Bir ay zar zor kazandığım parayı 1 günde rahatça kaybedebiliyordum. Ta ki işsiz kalıp, kartlarım dolana kadar. Çünkü oynayacak 5 kuruşum kalmamıştı. Zaten sanaldan da 60.000 küsür para kaybetmiştim. (Sadece cebimden çıkan) Sizin anlayacağınız “17 bini kurtarayım” derken 80.000 binlik olmuştum. Ayrıca ben artık işsizdim yani gelirim yok ve kredi kartlarım doluydu.

1 hafta sonra bir iş bulmuştum. 3 ayda 5000 TL olan kart borçlarımı kapatmıştım. Artık moral olarak çok yorgundum ve yine işsizdim. Hepten çökmüştüm. Sanki hayat benim için bitmişti. İntiharı bile düşündüğüm anlar olmuştu. Bu psikolojik çıkmazda artık çalışasım gelmiyordu. Girdiğim yerlerden çıkıyordum. Yine çıktım işten. Çünkü kart borcumu ödedikten sonra misyonumu tamamlamış gibi hissediyordum. 1 sene evde oturdum. 1 sene içinde toplasan 1-2 ay yevmiye işler ile hayatımı idam ettim. Artık çalışasım gelmiyordu. Dünya zevklerinden vazgeçmiştim. Evde kaldığım süre boyunca doğal olarak masraflarım oluyordu. Dolayısıyla yeniden borçlandım ama en azından bu seferki kumardan değildi.

Sonra bir gün bir gece kendime söz verdim “yarın her şey güzel olacak” dedim. 1 hafta iş aradım ve bir iş buldum. İlk 2 ayda 0’a çıktım. Sonra kendimi topladım. 2 sene düzgün çalıştım, kumarı unutmuştum, her şeyin en güzelini yiyor, en kalitelisini giyiyordum. Artık menülerde fiyatlara değil isimlere, etiketlere değil markalara bakıyordum. Neyse mutluluk fazla uzun sürmedi. Bir arkadaşım ki bu arkadaşım sayesinde yine bu illete bulaştım. Yeniden oynadığımda hırs yoktu hatta kazanıyordum ta ki bugüne kadar. Bugün itibari ile gelecek 2 ayımım maaşı gitti. Büyük ihtimal bu gece benim için uzun olacak. İşin enteresan tarafı içimde hala acayip bir oynama isteği var.

Demek istediğim şu ki, siz siz olun yazı tura bile atmayın. Bu işlerin gerçekten sonu yok, belki şu an para kazanmak ya da biriktirmek size zor geliyor ama gördüğünüz gibi giden paraları yan yana koyunca aslında birikiliyormuş ki benim çokta düzenli bir çalışma hayatım olmadığı halde. 29 yaşındayım, 30 yaşıma dayandım. Yaşıtlarım evlendi çoluk çocuğa karıştı, düzenli bir hayat yaşarken ben yerimde sayıyorum.

6 sene sonra…

Son durum 500K borç, 3 adet icra dosyası, 1 tanesi konutta haciz, diğeri maaşta. Diğeri de beklemede. Maaş hesabım olan bankaya da 3 ayrı kredi 1 taksitli avans borcu. Peki bu duruma nasıl geldim? Gecen 6 yıl da ne yaşandı? Konuyu açtığım zamanlarda ki borcu ödemiştim. Sonra bizim müstakil evi mütahide verdik kat karşılığı olarak. Eve taşınırken 5 kuruş yoktu ve gecekonduda ki eski eşyaları taşıdık. Sonra ben bir işe başladım. 1 yıldan biraz fazla süre de evin bütün eşyalarını değiştirdim. Kendime misyon belirlemiştim sigara ve yol param haricini eve gömdüm. Sonra gardırobumu yeniledim. Bütün eski elbiselerimi değiştirdim.

Bazen kendimi şımartıyor, güzel mekanlarda en güzelinden yiyordum helalinden. Bu süreçte namaza da başladım. Biz evi mütahide verirken arsaya 5 daire izni çıkmış ikisi bizim, ikisi mütahidin. Giriş dairenin de yüzde 20’si ayrıca babamındı. Babam o yüzde 20’yi bankaya atmıştı. Bir miktarda kendi birikmişi vardı. Hayali bir yazlık almaktı. Benim param annemin üzerineydi. Çalışma hayatına çok erken başladığım için zamanında annem hepsini benim adıma bankaya atmıştı. Kumara ara verdiğim fazla mesai yaptığım ekstra kazançları anneme vermiştim. Babamın alacağı yazlık 190K idi. O gün babamda 130k vardı. Benim bankada 60K’yı verdim ve geri kalanı da babam kredi çekti o yazlığı aldı. Bütün dananın kuyruğu orada koptu.

Yazlığı aldı ama bomboş bir yazlık. Elde avuçta ne varsa oraya gömdük. Kimsede para yok. Neyse 1-2 ay sonra çalıştığım yerden tazminat aldım çıktım. Gittik babamla yazlığa dedik “buradan ikinci el bir şeyler alalım daha sonra kendimizi düzeltince yenilerini alırız.” İkinci el piyasası maazallah sıfırdan pahalı o bölgede ve beş para etmez. Dedim bunlara bu parayı vereceğime sıfırını alırız. Aldığım tazminatın hepsi ile 1 TV, 1 termosifon, 1 Ocak, korniş ve perdeler, 1 buzdolabı 2 tane çekyat, 1 ütü, aldım üzerine birde 2 maaşa yakın bankaya borçlandım dedim “çalışınca öderim” Neyse 3 ay da iş bulamadım benim borçlar birikti. Sonunda bir iş buldum ve 3 ay çalıştım. Orada borçları çevirdim. Sadece yine parayı yazlığın ihtiyaçlarına çoğunu gömdüm. Sonra 2 ay yine boş kaldım gene cepten yedim.

Sonunda bir iş buldum. O gün o işe girerken maaşım 1800’dü, borcum 13 bindi. Onu kendime dert ettim. Yine bir arkadaş vasıtasıyla dövizdi altındı vs. ile tanıştım. Bana altını önerdi. Bende dedim bu zamana kadar hep kumarla yedik en azından bu tarz şeylerle para kazanmaya çalışayım. Gittim kredi çektim 50 gr. altın aldım bankadan. Bilen bilir ben acemiliğim ile nede olsa çıkacak diye bankada ki makas farkına bakmadan 540’dan aldım, pazar akşamı pazartesi sabahı 460’a düştü. Neyse bekle bekle ha çıkar ha düzelir yok. Tabi bu arada kredileri ödüyorum sonra bir başkası borsa önerdi zararı belki orada çıkarırız diye bir de oraya girdik bir tokatta oradan yedik. Borç arttı, krediler taksiti çoğaldı.

Evdekilere de çaktırmıyorum. Sürekli bankadan çekip eve veriyorum. Ailemin ihtiyaçlarını eksiklerini gideriyorum anlamasınlar diye. Bütün ailemin telefonlarını değiştirdim sıfır aldım ki endişelenmesinler diye. Sonra baktım işin içinden çıkılmaz bir hal aldı. 6 ay mı 8 ay mı ne sabırla beklediğim altını 360 TL’den zararına sattım. Sonra bir bulaşmadığımız kripto vardı son tokadı da oradan yedik. Bu arada çalıştığım iş yerinde de memnun değildim. 2 tane yerle görüşmüştüm onlara güvenip işten ayrıldım. Sonra ikisi de olmadı, 1 ay evde kaldım. Gecem gündüzüm haram oldu. Sonra görüştüklerimden 1 tanesi aradı gittim işe başladım 2000 liraya. Borcum 110K idi. Adamla il pazarlığı bile yapamadım. Gece gündüz çalıştım bu arada mevzuyu aileme anlattım daha doğrusu anlatmak zorunda kaldım.

Destek olmak yerine dünyanın lafını işittim. Herkese “kumar oynamış” dedi babam. Herkese kötüledi sağ olsun düşmana gerek yok. 1 kuruş yardım etmediği gibi psikolojimi de alt üst etti. Neyse gece gündüz çalıştım. O sırada enflasyon patladı maaşım sırasıyla 1 yılda 2400 – 4000 – 6500 – 8000 oldu. Çıkarken birde tazminat aldım 1.5 yılda ödedim. Nasıl çektiğimi bir ben bir Allah bilir. O kadar kendimi yorgun hissediyordum ki, işten çıkınca kendi irademle 5 ay çalışmadım işsizlik maaşı ile geçindim.

Bir bu kadar daha yazacağım…

Neyse işsiz olduğum dönemde artık yaş da geliyor ve son yaşananlardan sonra aile bağlarımda kopmuş evlenmeyi düşünüyordum. Bir kızla tanıştım. İster inanın ister inanmayın ama rüyamda görmüştüm ben onu dolayısı ile feci şekilde bağlandım. İlk hastanede tanıştık. Kendisi yabancı olduğu için doktor muayene ücreti istemiş verememişti. Eczanede alması gereken ilaçlar vardı. Onun yerine ödemiştim. Sonra bir kafeye geçtik. Baktım devamlı yeme içme peşinde sürekli eli telefonda umurunda değilim kendimce “acaba mı?” dedim. Başka biri olsa oracıkta kestirip atardım ama bir rüyanın peşine gittim sabırla vardır bir hayır diye akşam oldu gidecez o dükkân senin bu dükkân benim gezdiriyor bir şeyler aldırmanın derdinde.

Dedim bu yolunda o kesinde acaba benim için hayırlısı yine de bu mu? İdare ettim, salağa yattım vs. akşamında kendisinden beklediğim cevap geldi. Terk etti türlü bahaneler uydurdu ve engelledi. 1 kaç hafta sonra baktım engeli kaldırmış. Konuştuk ikna ettim ve ikinci buluşma oldu. Biraz daha uzun konuştuk. Sonra ona kendi hayatımı anlattım. Tabii rüya olayını karıştırmadım dedim belki yanlış anlar etkilemek için uyduruyor der diye düşündüm. Sonra yüzüne açık açık ne için onun masamda olduğunu söyledim. Her şeyin farkında olduğumu devamında ağladı. O da kendi hikayesini anlattı vs. sonra 3 – 4 buluşma sonra sevgili olduk. Bu arada 5 yıldır kumar oynamıyorum. Çalışmayınca hayatında da biri olunca masraf oluyor tabii.

Ben yine bankalara borçlanmaya başladım. Bu ayrı yaşıyor ben ayrı. O çalışmıyor ben çalışmıyorum. Hem onun ihtiyaçlarını hem benim hem ortak giderleri karşılıyorum derken borç birikti. O sıralar bunaldım ve arkadaşımın dükkanına gittim dertleşmeye. Baktım elinde telefon slot oynuyor. Bende “yapma etme bak benim hayatım geçmişte mahvoldu” vs. derken yanımda kazanmaya başladı. Hatta geçen haftada kredisini kapattığını söyledi. Şeytan aklıma girdi 3-5 derken beni de içeri aldı. Sonra kayıpları kurtarayım peşine düştük. O sıralar eşime de anlattım hatta bazen o da benle oynadı. Neyse iş buldum ama bir yandan da oynuyorum. Bir yandan eşime, bir yandan borçlara, bir yandan kendime 5 ay da 110K borcum oldu faizler hariç. Eşim hayatından ötürü bir türlü güvenmiyordu. Onu kullandığımı sanıyordu. Bende evlilik için borçların engel olduğunu söylüyordum. En sonunda dedim ki “eğer kabul ediyorsan bu şekilde evlenelim” kabul etti. Tabii evleneceğim ama ailemden yine 1 kuruş destek yok. Zaten düğün yapamadım ama eşim yabancı olduğu için evlenmesi meşakkatli oluyor. Hep masraf, yüzüğüydü tektaşıydı elbise vs. hep borç üzerine borç tabii. Borç arttıkça oynamaya da devam ettim.

Borç oldu 230 faizler hariç evlendik. Evlenince söz verdim “bir daha oynamayacağım!” diye. İlk 1 ay yine oynadım. O sırada eşimin hamile olduğunu öğrendim. O gün tamamen bıraktım. Hatta şeytana uymayım diye tuşlu telefona geçtim. Tuşlu telefona geçince faizlerle beraber 400K civarı borç vardı. Biz evlenirken eşimde “beraber çalışırız öderiz” dedi ama 1 senelik evliliğimizde topu topu 1,5 ay çalıştı. Her çalıştığı yerde maksimum 1 hafta dayanabildi. “Lüzumu yok sen evde otur” dedik. Gece gündüz çalıştık. Kara listeye alındım bankalarda. O üzülmesin diye kredileri aksattım, ödemedim ve hacizlik oldum. Bankalar para vermiyor diye 2 kat fazla paraya taksitle telefon aldım akıllı saat aldım. Gardırobunu komple değiştim, harçlıksız bırakmadım.

Dolabı doldurdum, yemedim yedirdim, içmedim içirdim ama yaranamadım. Ben onu çamurdan aldım bataktan kurtardım o bana darbe vurdu herkese kötüledi. Bizim borcumuz benim borcum oldu. Bu arada tuşlu telefon kullandığım dönem hep bir masraf, hep bir sorun oldu. Eşim düşük yaptı. 20 gün çalışmadım 1 ay ayağım sakatlandı. Kavga gürültü ettik, çilingir çağırdık. Eşimin kimliği yenilendi, SGK borç çıkardı. O kadar çok var ki, yaz yaz bitmez. Kredileri borçları ödemediğim halde her gün 1 saat her ay en az 2 pazar çalışmama ve kumar oynamama rağmen borcum daha da arttı. En sonunda baktım olmuyor eşimle çok kavga ediyorduk “boşanalım” dedim. Dava açtım sonra ona güvendim geri çektim. Daha sonra yine kavga ettik.

Dedim “bu sefer davayı sen aç aynı sebeplerden ötürü, ben açamıyorum” “tamam” dedi. 1 hafta sonra fikrini değişti. “Senin gelmene gerek yok ben seni avukata vereceğim her şeyini söyleyeceğim kumar oynadığını” vs. tabii bu ağrıma gitti. Ben onu dipten aldım onun için kendimi ateşe attım. O ilk fırsatta bana darbe vurdu. Yüzüme bakarak tiyatro oynadı, dayanamadım dövdüm. Polis çağırdı. Sayesinde hayatımda ilk kez nezarethane de yattım. Kadına şiddet gösteren erkek oldum. Şimdi pılını pırtısını topladı. Ben ne mi oldum? 500K borcum oldu. Gelirken eşim yatak odasını getirmişti, giderken bütün eşyalarını aldı. Bende odamı ona güvenerek boşalttım şimdi odam bomboş ne bir yatağım var ne gardırobum. Salonda kanepede yatıyorum.

Bu yaşıma geldim daha bir kuruşumu ağız tadıyla yiyemedim. Hep ömrüm ona buna çalışmakla geçti. Ailem dedim en zor günümde de en mutlu günümde de yanımda olmadılar. Eşim dedim, ki bu kadın hayatın tokadını yemiş o yapmaz dedim en büyük tokadı o attı. Her hayırda bir şer her şerde bir hayır vardır demişler. İnsan böyle zamanlarda gerçeği görüyor. Ben babama yazlık için parayı verirken “tapuyu ortak alalım” dedi. Dedim “gerek yok, biz baba oğuluz kabul etmedim.” Sonra bir sohbetinde dedim ki sen benim yerimde olsan yapmazdın “evet yapmam” dedi. Çocukluğumdan bu yana onları sırtımda taşıdım. İlk altın borsa muhabbetinde arkamda durmadılar. Dedik evlendik belki bir umut yine yapmadılar.

Benim babamın hiç parası olmadı. Gecekondu da yaşarken de olmadı. 3 tane evi varken de olmadı. Ben evlenirken kiracımızın olduğu daireye taşınacaktık. Kiracı 2400 veriyordu. 3000 almaya babam tavdı. Ben taşınacağım diye çıktı sonra son anda vazgeçtik. Babam dedi “biz yazlığa gidelim siz burada oturun!” 3000’e kabul olduğu daireyi 15K’ya yeni kiracıya verdi. +emekli +kız kardeşim öğretmen 3 maaş alıyorlar ama para yok. Ben tek başıma oradan kıs buradan kıs Allah affetsin yoktan var ediyordum ama onlarda para yok.

Lan dedik evleniyorum bari burada yardımcı ol yine yok. Ya eşim tek sığınacağım limanımdı. Ona kaderim demiştim. Affedersiniz iki biraya insanların yatağına giriyordu. Dolabı bomboştu. Günahı ile sevabı ile kabul ettik. Vardır bir hayır dedik daha önce 2 defa evlenmiş ben evlenmemişim. “El alem ne der” demedim. Ona yeni bir hayat verdim. Kendim eski elbiseler içi yırtık ayakkabıyla gezerken onun bir şeyini eksik etmedim borç ödenir dedim. Yeter ki huzurumuz bozulmasın dedim, borçları sallamadım. Kadınlıktan nasibini almamıştı. Ha düzelir, ha alışır dedik idare ettik. Girdiği işleri beceremedi “sıkıntı yok” dedik.

Alttan aldım idare ettim. 1 senede 79 kg’dan 67 kg ’ya düştüm sinir hastası oldum. Eski neşem gitti. İnsanlara rezil rüsva oldum 500K borcumla baş başa kaldım. Aldığım maaşın asgarisine dokunamıyorum. Direk 4’te biri icraya gidiyor. Geri kalanı maaş hesabı olduğu için banka 3 krediye ve taksitli avansa kesiyor. Elden aldığım maaşı da fatura sigara ve yola kullanıyorum içeriye patronuma devamlı borçluyum. Allah razı olsun şu süreçte yanımda bir o oldu o kadar gelmedim işe evde ki sorunlar yüzünden idare etti. Daha bir gün “abi paraya ihtiyacım var” dedim iki etmedi. Şu an 35K ona borçluyum. İlk işim ona olan borcumu kapamak.

Ara ara oynuyorum kumar doğrudur ama artık oynamamak için bir sebebim yok. Artık kaybedecek bir şeyim kalmadı. Kimisi alkol ile kimisi madde ile bizim gibisi de kumar ile deşarj oluyor. Kumar eşittir dopamin. Kim ne kadar çok kumar oynuyorsa o kadar dopamine ihtiyacı vardır. Yani o kadar mutsuzdur. Giden para olsun. Bu hayatta paradan daha önemli şeyler vardır. Ben icramın biri için hem karara itiraz ettim hem mal beyanında bulundum. 1 hafta sonra GBT’de aranıyor çıktım. Polis eşliğinde önce adli tıpa sonra icraya bir daha mal beyanında bulundum. Koydu mu? Koymadı. Babamın evine icra memurları geldi. Koydu mu? Koymadı. Borcum 500K koyuyor mu? Koymuyor! Salonda kanepede yatıyorum. Her ay dinlenmeden 60 saat şantiyede mesai yapıyorum fazladan. Dert mi? Değil! Ama eşimin ve ailemin yaptıkları içimi yakıyor!

5 Yorumlar

  1. Kumarbazın açgözlü karısı

    Zaten kumar oynayan insanların mutlaka açgözlü bir karısı vardır. Yersen…

  2. Benzer hayatı yaşamışız yabancıyla evlilikten tut ailenin eve bile misafirliğe almayışına tut hepsi tıpatıp aynı yaşımıza kadar.

  3. 2 daire ortalama 10million yani vay be yazık olmuş bro

  4. Son ne durumunuz nedir hocam

  5. Bu sitede okudugum hikayeler arasında rahatlıkla ilk 3 e girer. Kumarın nelere mal olabileceğinin canlı özeti olmuş dostum umarım kendini toparlarsın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir