Merhabalar, adım Umut. Balıkesir tıp fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. İlk kez geçen sene bu vakitlerde iddia oynamaya başladım. İlk oynadığım vakit yaptığım kupon ne yazık ki tuttu. Para kazanmanın getirdiği hazla “para kazanmak çok kolay, daha fazla oynamalıyım” düşüncesiyle oynamaya devam ettim. Birkaç defa kazandıktan sonra kaybetmeye başladım. Kaybettiklerimi kurtarmaya çalışırken daha da eksiye düştüm ve 7 bin lira kaybettim. O gün kendi kendime; “kumardan kimse kazanmıyor iddiayı bırakmalıyım!” dedim ve bıraktım.
Tam 9 ay oynamadım fakat arkadaş çevremin etkisiyle tekrar başladım. Sadece birkaç gün içinde 1000 TL’yi 7000 TL yaptım. Kazanmanın verdiği haz, mutluluk hormonu salgılattı ve “Geçen seneki zararımı çıkardım bile, daha fazla kazanabilirim. Ben bu işi biliyorum. Mantıklı oynayarak güzel paralar kazanabilirim” mottosuyla hareket ettim ve oynamaya devam ettim. Birkaç gün daha kazandıktan sonra kaybetmeye başladım. Kaybetmenin verdiği hırsla oynamaya devam ettim. Sıkı bir şekilde ders çalışmam gerekirken her gün 4-5 saat maçları takip ettim.
Gözüm sürekli maçlardaydı, eksiden çıkıp artıya geçmem gerekirdi çünkü. Kaybettiklerimi kurtarayım derken her gün daha da eksiye düştüm. En son oynadığım gün bir günde 8 bin kaybettim. Normalde bana 500 TL bile harçlık atılınca çok sevinirim, bir öğrenci için iyi para. Ne ara bu raddeye geldim. Nasıl oluyor da bir kupona 8000 basabilecek duruma geldim. Benim için yüksek meblağ sayılabilecek 8000’i kaybettiğim gün kaybetmenin benim için ne anlama geleceğini dehşet içinde fark ettim. Telefonla birkaç saniye içinde kumar oynayabileceğim siteler yaşamımdı. Devam edersem, kurtulmanın imkânsız bir hal alabileceği bir duruma gelebilir ve hayatımı kumar üzerine şekillendirebilirdim.
Sadece bir maç için bile kazanma ihtimaliniz düşüktür, bunu sürekli hale getirdiğimiz zaman oran daha da düşer ve sıfıra çok yaklaşır. İddia baronları bu şekilde kazanır, zaten halihazırda düşük oranlar sürekli hale gelince (matematikte çarpılınca oran sıfıra yaklaşır) Kumarbazları oynamaya sevk eden bu düşük ihtimallerdir. Dostoyevski’nin “Kumarbaz” adlı kitabında Neden kumar, para kazanmanın diğer yollarından mesela ticaretten daha kötü olsun ki? Doğru, yüz kişiden ancak biri kazanır. Ancak neden o ‘biri’ ben olmayayım” diye bir söz geçer. Sıfıra yakın bir ihtimalden neden medet umulur ki!
Birkaç yıl sonra Allah nasip ederse doktor olacağım. Kesinlikle kumarı bırakmam gerekirdi çünkü kumarbaz bir doktorun hastalara ne kadar bir faydası olabilir ki? Yahut kumarbaz bir bireyin topluma ne gibi bir faydası olabilir ki? Bu illetten birkaç para babası dışında kimse kazanmıyor. Kumar, iddia vs. biyolojik olarak yüksek dozda adrenalin ve endorfin bağımlılığıdır. Beynimizi, adrenalin ve endorfin yoksunluğunu daha yüksek dozda salgılayabileceği bir faaliyete geçirsek kumarı bırakabiliriz. Dostlarım, abilerim naçizane tavsiyem yüksek adrenalin salgılamanızı sağlayabilecek extrem bir spora yahut herhangi bir uğraşa yönelmeniz.
“Kaybetmek” bizler için büyük bir avantaj sayılabilir. Vakit henüz geçmemişken bırakabiliriz. Elimizde “bırakmak yahut yakalanmamak” gibi bir koz var. Bu kozu değerlendirmek, hayal edilemeyeceği kadar çok şey değiştirir. Dostoyevski’nin, kendi kumar bağımlılığından yola çıkarak yazdığı Kumarbaz adlı kitabını şiddetle tavsiye ederim. Kumar bağımlılığına düşmek istemeyenlerin, “kumar bağımlısı olursam ne olur?” sorusuna cevap verip, kumardan uzak durmalarını, yoksa sonlarının pek iyi olmayacağını gösteren bir kitaptır.
Okumakta fayda var. Şimdi diyeceksiniz “kaç bağımlılık vakasıyla çalıştın da bu yorumları yapıp tespitlerde bulunuyorsun?) Haklısınız efendim, yaşım itibariyle çok şey bildiğim söylenemez, içimden geçenleri ve naçizane bildiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. Bu sitenin kurucusuna teşekkür ederim, oldukça faydalı. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği ve haliyle herkesin ders çıkarabileceği tespitlerle dolu bir site.
Selam, admine katılıyorum, benim de kaybın kaç milyon bilmiyorum ancak kayip miktari ile yıkımın şiddeti arasında bir ilişki kurmak doğru değil diye düşünüyorum.. Asgari ücretli biri için 100k kayıp ile iş insanı için 10 milyon kaybın duygu durumu aynı olabilir, bu işn tahribatini miktarla ölçersek işin psikolojik boyutunu atlamış oluruz.
Adam çerez parası 30 bin için feryat figan ediyor. 2 asgari ücret için bu kadar ağlamaya gerek yok biz burda milyonlar kaybettik
Paranın miktarı değil yıkımı önemli olan burda. Seni o kadarı yıkmıştır bu adam daha gençtir bu kadarı yıkmıştır. Bu işin sonucuna bakın. Yıkım herkeste aynı. Sadece figüranlar değişiyor.
aynen kral moralimiz bozuluyo milyon kayip asagisi hikaye gormek istemiyorum
Arkadaşlar bence biraz saçmalıyorsunuz. Kaybın azı çoğu olur mu? Giden paraların nereye gittiği belli. Oraya giden her kuruş bence milyonlarla eşittir. Senin acın senin bütçene göre büyük olabilir. Başkaları seninle aynı acıları daha küçük kayıplarda yaşayabilir ve bu çok normal. Çünkü bu işin içinde psikoloji var. Herkes büyük paralar kaybetmeyi göze alamayabilir. O yüzden bir daha böyle Yorum yaparsanız, siteye bir daha yorum yapamazsınız. bilginiz olsun.
Belki şu denebilir; 20-30-40 bin liralık kayıpların peşinden asla gitmeyin kovalamayın arkadaşlar. Başına bir kaza geldi böyle bir boçr çıktığını düşünün. Çünkü bu miktarlar hayatınızı çok uzu süre etkileyecek miktarlar değil. Yaşanacağı varmış deyin ve unutun.
1 milyon 2 milyon evini arabasını kaybeden insalar var, bu işin sonunda ömür boyu borç ödemek de var.
Bir kaç cümlelik bir yorum yapacağım!
Sevgili gençler, hayatinizi çalıyorlar, hayal kurduğunuz kadar paranızı bir şekilde alıyorlar, hayatinizi daha bu yaslarda mahvediyorlar, hayata çok ağır bir şekilde kusturup canınıza kastediyorlar, böyle bir dünyanın olmadığını bu oynatan namussuzlarda biliyor. Yapmayın demeyeceğim ama gerçeğin bu olduğunu bilin ve ona göre karar verin. Hayalde yaşayıp 5 dakika mutlu olup kalanın içine sıçmak mı yoksa hiç ne ailenizi ne sevdiklerinizi üzmeden güzel hayatınıza kaldığınız yerden devam etmek mi? Tamamen tercih sizin. Bağımlı olduktan sonra ah vah pek ise yaramadığını buradaki hikayelerden de görebiliyorsunuz. Yol yakınken donun, yol uzarsa hayatınızı s….ksiniz hepsi bu!
Hikayemi yayınladığı için teşekkür ederim sevgili admin. Hikayemi göndermemin üzerinden aylar geçti. O günden beridir oynamıyorum. Sadece yapmam gerekeni (ders çalışmak) yapıyorum. Çevremde halen oynamaya devam eden arkadaşlar var. Onlardan uzak durmaya yahut kumar konusunu açtıklarında konuyu değiştiriyorum. İddia, kumar tamamen bataklık. Bir kere saplandık mı çıkış imkansız bir hal alıyor. Birakmayanlar gün be gün bataklığın daha da derinlerine saplanmaya mahkûm. Arkadaşlara naçizane tavsiyem yol yakınken bırakın. Giden gitti artık, yapacak bir şey yok. Geleceğe odaklanmak gerek.