Değerli dostlar ben 37 yaşındayım. Hayatımın yarısı kumarla geçti. Çok başarılı ve parlak bir öğrenciyken lise son sınıfta kahvehanede arkadaşlarla okey masasında ufak çaplı kumar oynamaya teşvik etmişlerdi. Bense çocukken oynanan tasolar, bilyeler, topaçlarla büyüyen bir nesil olarak kazanma iç güdüme yenilip ilk kumara orda başladım. Kahvehane kültürü pek sürmedi. 2004’lü yıllarda iddaa çıktı piyasaya. Küçük küçük oynardım. Hem maçları takip eder hem de oynardım ara ara. Bu 2013 yılına kadar sürdü.
Asıl felaketim hiç beklemediğim bir arkadaşın yasal olmayan haftalık site vermesiyle başladı. Üç beş kez kaybettim ve siteyi geri verdim. Bu kez legal sitelere üye oldum. Artık eskisinden daha kötü bulaşmaya başlamıştım ama yine de tam manasıyla bağımlı değildim. Her gün aklıma gelmezdi. Sadece yapacak bir şey olmadı mı oynardım. Kumarın asıl hayatımdan çalması ve tam manasıyla bağımlılığım 2017 yılında casino mailleriyle tanışmamla oldu. Artık sürekli oynuyordum.
Hayattaki amaçlarımı, işimi, ideallerimi, aklımı her şeyimi kaybetmiş bir illüzyonun içerisine girmiştim. İstesem de bırakamıyordum. Birkaç hafta bıraksam beyin adeta uyuşturucu ister gibi elimde olmadan kumara gidiyordum. Defalarca yeminler sözler veriyordum ama yine aynıydı. Mesele para kaybetmek değildi. Asıl beni yıkan olay, bırakacağıma bütün yüreğimle inanmama rağmen, kısa bir zaman sonra tekrar kumarın o illüzyonun içinde olmak.
Yeşilay ve psikiyatriste gittim. Dürtü kontrol bozukluğu olduğunu söylediler. Maçları ve kumar içerikli videoları her şeyi bıraktım. Tüm sitelerdeki bilgilerimi dışladım. Kumardan kazanma inancımı 3 yıldır yitirdim.3 yıl boyunca casinolara el sürmedim ama diyorum ya öyle bir zaman geçiyor beyin yine “git rastgele oyun oyna, mutlum ol!” diyor. İnanın bu para için değil, sorunlarını çözemediğin konuları unutmak için kendi beynimin bana karsı kullandığı ve benimde engel olamadığım bir silah.
Asıl hatayı burada yaptığımı her bulaştığımda 200, 300 lira ile başlayıp, üç beş günde 2, 3 bin liraları kaybedince anlıyorum. Buda aslında “100 liradan bir şey olmaz!” tezini çürütüyor. Sonra Kur’an’a el basıp tövbe ediyorum. “Bir daha bulaşırsam…” diye kendime beddualar ediyorum. Bir zaman sonra yine aynı bu kısır döngü tekrar ediyor. İnanın kaybettiğimden değil, bırakacağıma bu kadar inanmışken bunları yaşamak beni büyük hayal kırıklığına uğratıyor.
İstediğim işe sahip olamamak, yeterli gelir düzeyine olmamak, bu yaşta gerçek bir yol arkadaşı ilişkisi bulamamak, obsesif bir karakter olmak, kumarın benden yıllarımı çalmasına neden oldu. Aldım kâğıdı kalemi elime ve benden neler çaldığını yazıp telefonuma koydum. Her gün birkaç kez bakıyorum ve bana yaşattıklarını anımsayıp o an nefret ediyorum yaşadıklarımdan. Şimdi ayda 5 bin olarak ödediğim 70 bin lira borcum var. Yakın zamanda evlenemem İnşAllah. Ailem bu borcu bilmiyor. Çünkü kaybettiğim dönemlerde 2 3 bin lira kadar kayıptan sonra trilyon verseler oynamıyordum.
Korku ve telaş kaplıyordu içimi. Kısa bir rahatlamanın ardından hayatın içine ediş senaryosu gene karşıma çıkıyordu. Artık bulaşmıyorum. Ömrümü zamanımı, paramı, duygularımı ve her şeyimi yedim. Geri kalan ömrümü tekrar ziyan edecek, bunca yılımı çalan, bulaşınca çıkamadığımız rallide maddi manevi her şeyimi tüketen bir sistemin parçası olmayacağım. Ne kadar düşmüş olsam da defalarca bırakma deneyimleri yaşayıp tekrar bulaşmış olup inancımı kaybetmiş biri olsam da ayağa kalkıp silkelenip adımımı kararlılıkla atıyorum. Bu benim hikayem ve eğer okuduysanız hemen herkesin sonu aynı! Siz siz olun asla bulaşmayın.