Öncelikle tüm ağabeylerimi ve kardeşlerimi içtenlikle ve saygı ile selamlıyorum. Hikayemi sizlerle paylaşma amacım daha bu bataklığa saplanmamış, erken vakitte bir şeylerin farkına varıp bu siteye adımını atmış değerli abilerim ve kardeşlerim için. Çünkü sizlere çok özeniyorum. Keşke bende farkına varabilseydim, keşke bende bu hikayeleri, çaresizlikleri ve pişmanlıkları aynı duruma düşmeden okuyabilseydim.
Bendeniz 25 yaşında çevresi, işyerindeki çalışma arkadaşları ve amirleri tarafından çok sevilip sayılan, yaklaşık 10 yıllık güzel bir birliktelik sonucu sevdiği kadın ile nişanlanıp, evlilik arefesinde olan, ailesinin sonsuz güvendiği bir bireyim. Her şey 15 yaşında iken iddaa bayilerinin önünde içeri girenlere yalvar yakar okul harçlığımı bastığım kuponlarımı oynatarak başladı. O zamanlardaki amacım cipsimin yanında kola içebilmek, sinemadan çıktıktan sonra hamburger yiyebilmek, çevremde oynayan diğer arkadaşlarıma “Şu şu maça bu bahsi aldım kazandım” diye böbürlenebilmekti. Bir o kadar masum düşüncelerle ve çok cüzi miktarlar ile oynadığım zamanlardı o zamanlar. Ne analiz yapar ne adam akıllı maç seyrederdim. Hatta izlemek ilgimi çekmez keyif bile almazdım. Biraz arkadaş kurbanıyım diyebilirim. Onların ortamına girebilmek, bende kazanabiliyorum diyebilmek…Üniversite hayatıma kadar küçük miktarlarda kazançlar ve kayıplar silsilesinde dönüp durdum…
2015 yılında küçük bir şehirde üniversite kazandım ve o şehre yerleşip eğitimime başladım. Dediğim gibi küçük bir şehir. Yapılacak pek bir aktivite, gezilecek görülecek çok bir yer yoktu ve arkadaş ortamları genellikle öğrenci evlerinde olurdu. İşte o ortamlardan birinde yasadışı bahis siteleri ile tanıştım. Bilgisayar başında oturan arkadaş Blackjack adlı oyunu oynuyor, kazanıyor seviniyor, kaybediyor üzülüyor, heyecanlanıyor bizde bir elimizde çay bir elimizde sigara arkasından izlerken aynı duyguları yaşıyor gözümüzü kırpmadan izliyorduk.
Sonrasında o arkadaş oynadığı son eli kazandı ve bakiyesinin 200TL’nin üzerine çıktığını gördü, masadan kalktı oyunu kapattı ve para çekim talebi sayfasına tıkladı. Sonra bize dönüp “Tamı tamına 25 gündür 100TL yatırıyorum 200TL olunca çekiyorum. Her gün yediğim içtiğim bedavaya geliyor” dedi ve işlemlerini tamamlayıp bilgisayar başından ayrıldı. O kadar çok ilgimi çekmişti ve özendirmişti ki bu durum beni hemen yüksek müsaadelerini isteyip arkadaşlarımın evinden ayrıldım. Koştur koştur eve giderek kendime arkadaşın oynamış olduğu siteden bir üyelik açarak para yatırdım ve kaçınılmaz sona ilk adımımı bende atmış oldum.
Siteye yaptığım ilk yatırım 100 TL idi ve arkadaşın uygulamış olduğu sistemi denemek amacıyla bu miktarı yatırmış bulundum. İlk başlarda aynı sistemde oynamayı sürdürüyordum ve neredeyse kaybetmiyordum bile. Çünkü fazlasını tatmamıştım daha yeniydim ve sadece gördüklerimi uyguluyordum. Sonrasında YouTube’da videolar izlemeye başladım ve kart kombinasyonlarına da bahis alınabildiğini öğrendim ve bahislerimi o yönde şekillendirmeye başladım. Kazandım, çok kazandım. İlk büyük vurgunum, 500TL ile başladığım kasamı 4500TL’ye katlamamdı. Benden mutlusu yoktu. Herkese yemek ısmarlamalar, yeni giysiler, ayakkabılar havada uçuşuyordu. Son model cep telefonu bile almıştım. Oyunu öğrendiğim arkadaşım bile bu kombinasyonlara oynamaya başlamıştı. Çevremdekiler “Sana şu kadar para verelim, katla şu kadarı senin olsun” gibi teklifler ile gelmeye başlamıştı. Tam bir kumarbaz ve Poker Face’idim.
Arkadaşlarım izlerken kazandığım miktarlara çıldırıyor, kaybettiklerime kahroluyordu fakat ben sadece yüzümde ufak bir gülümseme ile tebessüm edip geçiyordum. Ama malumunuz bu mutluluk bu kazançlar çokta uzun sürmemiş yerini mutsuzluğa umutsuzluğa ve ardı ardına gelen kayıplara bırakmaya başlamıştı. Ama özgüvenim o kadar yüksekti ki bana; “Ben yaparım! Ben kazanırım! Bu kayıp nazar boncuğu olsun, siteye aidatımız olsun.” gibi cümleleri kurmama, battıkça daha da batmama vesile olmuştu. Anamın kış günü evde battaniye altında kalorifer yakmayıp “Oğlumuz okusun, cebinde harçlığı olsun, arkadaşlarına mahcup olmasın!” diye düşünerek arttırdığı paraları, babamın yıllarca sabah akşam çalışıp emekliliğe hak kazanmasına rağmen “Şu oğlan bir okulunu bitirsin, evlensin, iş sahibi olsun da bende o zaman emekliliğimin tadını çıkartırım” diyerek o yaşında işe gidip gelip bana harçlık olarak attığı paraları ben hiç düşünmeden o sitelerde çar çur etmeye devam ediyordum.
Para suyunu çekmeye başladıkça zorunlu zorunsuz ihtiyaçlarımdan kısmaya, sağdan soldan eşten dosttan borçlar almaya başlamıştım. İki kazanıyor, kayıplarımı kurtaracağım ümidi ile beş kaybediyordum. Malum öğrenciyim ve gelirim kısıtlı. İşler çıkılamayacak bir hal almaya başladığı zaman aileme karşı türlü türlü yalanlara başvurmaya başladım. Şu an ki nişanlım o zamanki sevgilime bile suç attığım oldu. Bilgisayarım bozuldu dedim, telefonum çalındı dedim, arkadaşım dolandırdı dedim ve daha niceleri.. Gizlice annemin banka hesabından kredi çekip ay ay ödediğim, babamın kredi kartından çeyrek altın satın alıp bozdurup oynadığım bile oldu. Çünkü ikisi de banka işlerinden anlamazlardı göremezlerdi benim ne haltlar yediğimi. Bir teknoloji mağazasından kredi ile cep telefonu satın alıp bozdurdum yine o parayı kumarda yedim. Borçları ödedikçe kendimi nasıl enayi gibi hissettiğimi, kendisine bir tişört alan arkadaşımı bile ne denli kıskandığımı bir ben bilirim.
Bahsettiğim bu kayıplar, meblağlar o zamanlar benim için çok yüksekti fakat yine de üzerinden gelinemeyecek miktarlar değildi. Üniversitenin son senesi biraz olsun aklım başıma geldi ve çeşitli ek işlerde çalışarak, oradan buradan kısarak bir şekilde borçlarımın üstesinden gelmeyi başardım, geçmişi geçmişte bırakarak, üniversiteden mezun oldum ve çok hızlı bir şekilde vatani görevimi yerine getirip iş hayatına atıldım. Hayatımda her şey gayet güzel gidiyordu. İşim yüksek mesaili fakat bir o kadar da maaşı dolgun bir iş olduğu için hem geleceğim için yeterli gördüğüm parayı biriktirebiliyor, hem de kendime harcayabileceğim parayı ayırabiliyordum. Hayatımdaki kadına evlenme teklifi etmiş, nişanlanmış, ömrümüzü birlikte geçireceğimiz evimizin tadilatına başlamış ve evlilik hazırlıklarımızı hızlandırmıştık.
Pandeminin başlangıcı, her şeyin eskisinden de beter bir hal aldığı, benim için son nokta olan zamana gelişiminde başlangıcı oldu. Çalıştığım iş yeri Pandemiden olumsuz etkilenmedi, aksine işler daha yoğun bir tempoya girdi fakat mesaiden sonra mevcut olan yasaklar, virüsü aileme taşırım korkusu beni ev-iş iş-ev temposuna sokmaya yetmişti.
Bu dönemde ben maalesef ki tekrardan bu sitelerin mahkumu oldum ve önceki oynadığım dönemlerden büyük bir farkım vardı. Kendi gelirim, sigortalı işim vardı ve bankalar ile aram çok iyiydi. Bu sefer tuzağına düştüğüm alan slot oyunlarıydı. Başlangıçta mükemmel paralar kazandım fakat hep daha fazlasını istedim. Sonsuzluğu istedim. Durmam gereken noktayı hiç düşünmedim. 3 aldıysam 5, 5 aldıysam 10, 10 aldıysam 20 istedim. Ve olaylar önceden oynadığım dönemlerdeki gibi çalkantılı geçmedi çünkü istediğim paraya ulaşmam çok kolaydı.
Bir tıkla kredi çekebiliyor, nakit avans alabiliyordum. Birçok kez direkten döndüm tam batacakken çok geri döndüm. 1 hafta içerisinde 10 kredi çekip kapattığımı biliyorum. Ama sonrasında bu direkten dönmeler, son dakikada yapılan vurgunlar yerini ardı ardına kayıplara bıraktı. Çektikçe çektim kredi çektim, nakit avans çektim. Geleceğim için biriktirdiğim parayı düşünmeden sitelere yatırdım ve kısa sürede kaybettim. Hala büyüsündeydim, durumun ciddiyetinin farkında değildim. Bir ay saatlerce çalışıp bileğimin hakkıyla aldığım hakkettiğim maaşım 4500TL’idi fakat ben 10 saniyelik bir slot oyununa 5000TL’yi hiç düşünmeden yatırabilen bir canavara, bir zavallıya dönüşmüştüm.
Durdum. Ne zaman durdum biliyor musunuz? Artık yatırabileceğim bir param kalmadığı zaman. Bankaların artık her işlemime ret vermeye başladığı zaman. Her şeyin en dibi gördüğü zaman. Her şeyin çok geç olduğu zaman. Düşündüm. Saatlerce hareket dahi etmeden göz yaşlarımı silmeden düşündüm. Hayatıma son vermeyi düşündüm ama ailemle sevdiğim kadınla çok mutluydum. Onların üzülmesine dayanamazdım. Ama yaptıklarımı öğrendikleri zamanda çok üzüleceklerdi, benim adıma utanacaklardı. Ne yapacaktım. İşte en dibi gördüğüm zaman bu zamandı. Tüm zorlukların üstesinden geleceğime dair yemin ettim. Kendim için değil, ben kendimden zaten vazgeçtim. Sevdiklerim için. Onların mutluluğu ile mutlu oldum hep onlar için savaş verdim ve vermeye devam ediyorum.
Çoğunuzun aklından geçen bir düşünce bir umut bir istek var biliyorum. “Kaybettiğim miktarı bir vurabilsem, borçlarımı kapatır bir daha yüzüne bile bakmam”. Bu düşünceye ağlayarak kapıldım bende defalarca. Bir gerçekleşse dedim ah bir olsa dedim bir daha yüzüne bakan namerttir dedim. Ben yaptım abilerim kardeşlerim. Hem de iki kere başardım. Bataklığın daha ortalarında iken toplamda 25.000 TL kaybım ve borcum varken 28.000 TL kazandım. Hepsini banka hesabıma çektim borçlarımı kapattım. Havalara uçmam lazım değil mi? Adam akıllı sevinemedim bile sanki tüm olacakları biliyormuşum gibi. Geri kaybettim hepsini hatta fazlasını. Kayıplarım 60.000 TL’ye ulaştığında 70.000 TL kazandım hepsini çektim yine tüm borçlarımı kapattım üstüne cebime para bile kaldı ama nafile. Yine fazlasını istedim.
İki üç gün anca durabildim ve kaybettim fazlasını kaybetmeye devam ettim. Toplam borcumun 100.000 TL`yi bulduğu 2020 yılı Haziran ayında bu illetten kendimi kurtarmayı başardım. Çalıştığım işime, müstakbel eşime, her zaman yanımda olan bana güvenini eksik etmeyen aileme kendimi adadım ve mesai üstüne mesai yaparak, yemeyip içmeyip 2021 yılı Eylül ayında borcumu 45.000 TL’ye kadar indirmeyi başardım. Hani demiştim ya, kendimden vazgeçtim diye. Biliyor musunuz kendimi de affetmeye başladım. Ailemin borcum olduğundan haberi var fakat miktarından haberleri yok. Maaşımın tamamına yakınının borçlara gittiğini biliyorlar ama ne kadar sürecek bu durum bilmiyorlar. Evlilik masraflarımı tamamen üstlenmiş durumdalar. Allah onlardan razı olsun. Bahsederken bile ne denli utandığımı size anlatamam ama ödeyeceğim. Tamamen ayağa kalktığım zaman ödeyeceğim. Maddi manevi hepsinin karşılığını vereceğim. Kumarda gösterdiğim o hırsı hayatımda da göstereceğim…
Çok değerli abilerim ve kardeşlerim, yaşadıklarımı bir kere bile silmeyerek içimden geldiği bir şekilde tek seferde yazıya dökerek sizlere sundum. Yıllardır kimseye dökemediğim içime attığım duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaştım. Umarım anlattıklarım kiminizi bu uykudan uyandıracak bir zil, kiminize geleceğini kazandıracak bir silkinti, kiminize de doğacak bir umut ışığı olur. Sizleri tekrardan saygı ile selamlıyor ve hikayemi burada noktalıyorum.
Mert kardeşim ağzına sağlık hepimizin hayatları üç aşağı beş yukarı aynı Allahim yardımcımız olsun.
Hocam merhaba. Yaşıt sayılırız seninle. Bu sitede yorumu okuyan arkadaşlar. Sizlerden yardım istiyorum. Ben şu an da 26 yaşındayım. Dün gece hesaplama yaptım . Ve 12 bin lira kaybettiğimi gördüm son 4 ayda. Şu an benim maaşım 6 bin lira. Eve ayda bin lira veriyorum. 5 bin lira bana kalıyor. 12 bin bahis borcu buna ek olarakta 3 bin lirada kendime aldığım kıyafet ayakkabı onların borcu var. Yani toplamda 15 bin lira borcum var. Ben şu anda bir borcu rahat bir şekilde öderim. Ama çok korktuğum bir şey var. Benim borcumun bu seviyelerde kalmasının tek sebebi bankaların bana kredi vermemesi. Çünkü üniversite yıllarımda bir bankaya olan borcum yüzünden ( bahis borcu degil) mahkemelik olmuştum. O yüzden kredi puanım düşük. Bankalar bana kredi vermiyor. Şimdi ben bu borcu düzgün bir şekilde ödersem kredi puanım yükselecek ve bankalar bana kredi vermeye başlayacak. Şu an kredi puanım 1200 .4 ay falan odesem düzenli olarak kredi alabilecek puanlara geleceğimi söyledi banka çalışanı. Ama ben bundan çok korkuyorum. Çünkü bankalar bana kredi verirse o kredileri de bahiste kaybedeceğimden çok korkuyorum. Ve büyük ihtimalle de tamamini olmasada yüksek miktarını kaybederim. Siz abilerim benden tecrübeleriniz. Ne yapmalıyım ben? Bu borcu düzenli olarak ödemeli miyim? Yoksa bankaların bana kredi vermemeleri için borcu bilinçli olarak aksatmali miyim? Lütfen bana bir yol gösterin arkadaşlar. Ne yapmalıyım ben? Bir yandan da korkuyorum. Kredi puanım düşük olursa ilerde ev araba almaya karar verdiğim zaman bankalar bana kredi vermez hiç bir şey alamam diye. Bana bu konular hakkında yön gösterecek birileri var mı? Çok ihtiyacım var
Ufuk merhaba,
Sence sen bu takıntıyla ne kadar süre yaşayabilirsin, onu çözmeye çalış! Kumar böyle bırakılmaz. Kumarı bırakmak kumarı bir daha düşünmemek demektir. Sen bu tarz şeyler düşünüyorsan, hala ilerde kumar kapısını açık bırakıyorsun.
Dostum kumar takıntısıyla yaşmana gerek yok. Rahat ol. Oynamıyorum de! Kendi kendine yanlış öğrettiğin sinyallerin yerini doğrularıyla değiştir. Olayı düşünmekten vazgeçmediğin sürece, kredi olmaz miras olur ev olur araba olur, illaki bişeyler eline geçer ve gidip gene aynı şeyleri yaşarsın.
Bu takıntıdan derhal kurtul. Korkma kumardan sonraki hayat daha keyifli. Eski özgürlüğün elinde ailenle mutlu mesut yaşamak varken sen niye illaki bu laneti seçiyorsun.
Abi bu konu hakkında yardım alabileceğim önerdiğin bir şey var mı?
Ufuk kardeşim bankaya olan borcumu bilerek aksat sana kredi vermesinler ilerde ev araba kredi ile alma zaten kendini anca böle dizginlersin bende hemen hemen aynı durum da sayılırım kumar bırakılmaz ama engellerle hasar hafifletilebilir
Mert merhaba,
Öncelikle güzel bir anlatım ve imla kurallarıyla bir yazı hazırladığın ve bizlerle paylaştığın için içtenlikle teşekkür ediyorum.
Hikayen benimkinin aynısı desem yalan olmaz. Her ne kadar kayıplarımız örtüşmese de bende de bırakmamı ve bu illüzyondan uyanmamı sağlayan en büyük noktayı sende yaşamışsın maalesef ‘’Kumara verecek bir şeyin kalmama durumu!’’ maalesef birçok insan bu seviyeleri görmeden inatla illüzyonu beslemeye devam ediyor. Hep bir umut, daha önce kazandıklarının bir daha yaşanılabileceği düşüncesi ve tükenen sabrın sonucu borcun çalışarak ödenemeyeceği gibi yanlış mesajlar, bireyleri sürekli kumar oynamaya tetikliyor.
Finalde gelinen nokta bu oluyor maalesef. Suçlamak gibi olmasın seni ama belki variyetli biri olsan, elde avuçta ne varsa verebilirdin de! Çünkü borç batağı büyüdükçe, çalışarak ödeme umudu tamamen söner ve birey elini bile kaldıramayacak derecede ağır depresyon yaşar. Bunun sonucu olarakta eline geçen 2 lira dahi olsa, soluğu bu lanet sistemin içinde alır.
Kumarın özeti aynen senin anlattığın gibidir. Eksiksiz katılıyorum ve umuyorum ki senin hikayen birçok kişiye umut ışığı olacaktır. Mücadelende başarılarının devamını diliyorum ve gerçek hayata tekrar hoş geldin diyorum. Allah’a emanetsin!