Öncelikle bu hikayeyi okuyacak tüm arkadaşlara şimdiden teşekkür ediyorum. Buraya bunu yazmamdaki amaç hem yolun başında olanlara vazgeçmeleri için birkaç sebep verebilmek hem de artık tükendiğini hisseden arkadaşlara (kendim de dahil) biraz da olsa umut olabilmektir.
Adım Yiğit ve bu serüven 15-16 yaşlarımda çoğu Türk genci gibi iddaa ile başladı. O zamanlar oynadığım 2 liralık kupon, 8 lira verince bende aldı bir heves sonu gelmedi. O zamanlar oldukça popüler, sosyal, aynı zamanda oldukça zekiydim. Yüksek puanla güzel bir lisede okuyan bir gençtim diyebilirim. İlkokulda çoğu şehir yarışmalarında satranç, matematik gibi derece alıp öğretmenleri ailemi gururlandırıyordum. Üstelik bunları genelde hiçbir uğraş göstermeden yapıyordum belki de bu bataklığı düşmemin en büyük sebebi bu tembelliğimdi.
İddaa kuponları devam ediyordu. Artık harçlıklar yetmemeye başlayınca ben aileden gizli para almalara başladım. Bazen başka yerlerden de alıyordum yeter ki bir kupon daha yapabileyim. En kötüsü artık usta bir yalancı olmuştum. Kaybettiğim kuponlar ortalıkta yokken ben kazandıklarımla arkadaşlara hava atardım. Bazen beraber dışarıda bir şeyler içerken kupon gelirdi ben herkese bir şeyler ısmarlar, mutlu olurdum. Ama kimse bilmiyordu ki kazandığımın katlarca fazlasını geri vereceğim.
Bu süreklilik böyle devam ederken lise bitmeye yaklaştı ve ben artık çoğu şeyi tüketmişken sınavları bile boş vermiştim. Oysa ki çoğu kişi benden güzel bir üniversiteye çok yüksek bir puanla gitmemi bekliyordu. Sınavlarda hiç üstüne düşmediğim için ilk 200.000’e ancak girebildim ve “üniversiteye gitmeyip mezuna kalacağım” dedim ama asıl amaç üniversiteye hazırlanmak değil çalışıp para kazanmak ve hızlıca katlamaktı. Yaz bitene kadar hala arkadaşlarımla, kız arkadaşımla takılmaya devam ettik. Üniversite zamanı başladı, herkes gitti ve ben boşluğa düştüm.
Mecbur bir işe girip para kazanmaya, zaman öldürmeye başladım. Ama bu süreçte ilk defa 2 aydır kumar oynamıyordum ve maaş yatınca normal harcamalarım, aileye para vermelerle 2-3 ay devam etti. Daha sonra tekrar ufak ufak başladı ve 2 ay içinde ben maaşı almadan bitiriyordum. En çok bu zamanlarda acımaya başlıyor insan kendisine; “Sen bunun için mi çalışıyorsun? Milletin ağız kokusunu 90 dakikalık maç için mi çekiyorsun?” diye. Bu gibi sorular sürekli kafamdayken üniversiteye gidip biraz kendime hava değişikliği katmaya karar verdim ve oraya gideceğim için aileden az da olsa para gelecekti. İşin kötüsü artık yaşım 18’i geçtiği için illegal sitelere giriş yapmıştım.
Üniversite başladı. Yurtta siteden iddaa oynarken yeni tanıştığım bir arkadaş bana iddaa yerine daha hızlı olan ruleti gösterdi. Casino alanında oynayan arkadaşlar bilir her şey bir anda hızlanıyor. 90 dakika beklemek yerine bir anda paranızı katlayabiliyorsunuz. Fazla uzatmadan üniversitede arkama dönüp baktığımda, eğlendiğim, güzel vakit geçirdiğim zamanlarda oldu ama bunlar aklımda birse batak durumda olduğum, kira parasının yurt parasının gittiği, ek iş aradığımız, stresten dolayı derslere gitmediğimiz günler bindir.
Corona dönemine denk gelen son sene uzaktan eğitime dönüldüğü için 4-5 ay yattıktan sonra işe girmeye karar verdim ama diploma olmadığı için normal bir işçi olarak işe girdim ve amacım okulu bitirip yurtdışına gitmekti. O zamana kadar biraz para biriktirip başlangıca yetmesiydi. Tabii ki kumarı bırakmıştım kendime söz vermiştim. Tabii bu sözün değerini kumarbazlar bilir. 4-5 ay devam etti. Aylık yatardı biraz altın alır hesapta birikim yapardım. anneme biraz verirdim öyle yavaş yavaş birikiyordu ve olan borçları da ödemiştim. Fazla sürmedi bir arkadaştan telefon geldi “kripto furyası başlamış” merak ettim girdim.
Ufak ufak baktım sürekli yükseliş boğa dönemi gelmiş. Tabii biz bilmeden alıyoruz yalandan kazanıyoruz. Benim beynimdeki dopamin tekrar tetiklenmişti. 3-4 ay güzel gittikten sonra düşüş geldiğinde biz ne yapacağımızı bilmediğimiz için bankadaki biriktirdiğimiz ufak tefek altınları da borsaya atıyor, eritiyorduk. En son baktım bu iş böyle olmayacak 2000 dolarla kaldıraç hesabı açtım. Asıl hikaye de burada başladı.
Ufak parayla ciddi kârlar geliyordu ama her şey saniyelik dakikalık aynı kumar gibi. İçimde bir his kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor, bir yandan da tekrar bunun dopamini tetiklediği için mutlu oluyordum. Sadece bir gün geçtikten sonra işten gelince ben bir hırsa kapılıp 2 saat içinde 2000 dolar parayı erittim. Başımdan kaynar sular akıyor ama o saatten sonra pişman olsan neye yarar. Maaşın yatmasına daha var. Cepte üç kuruş para yok sadece soğuk cüzdanda ( kriptolar için bir cüzdan) çok güvendiğim ilk çıktığında aldığım potansiyeli olan bir Token’im vardı. 30 dolara bozdum ve tekrardan borsaya atmadan kan emici kumar sitelerine attım.
Onu da kaybettim ama uzun zaman sonra tekrardan o sitelere giriş yapıp dozu tekrardan almıştım ki en büyük pişmanlıklarımdan birisi parayı kaybettiğim değildi. “Keşke paramı orada kaybetmek yerine rulette kaybetseydim, en azından zevk alırdım!” diyordum. Düşünceye bakın zaten sonu belliymiş yolun, kafada bunu bitirememişiz. Sitelere tekrardan girdiğimde artık rulet bile bana yavaş gelmeye başlamıştı ve slot oyunlarına merak salmıştım. En hızlı ve bireysel olarak oynanan oyunlar olduğu için hem çok zevkli hem de bir o kadar hızlı batırıyordu insanı…
Her ay yatan maaşla sitelere giriyor para bitince kredi kartı, ek hesap, ihtiyaç kredisi derken her geçen ay daha da kötü duruma düşüyordum. O sırada 30 dolara sattığım Token’im borsalarda listelenmeye başlayıp 5000 dolarlara çıkıyor bir darbede oradan yiyordum.
Artık kötü olan sadece para kaybedip köle gibi bedavaya çalışmak değil, aynı zamanda hayallerimi kaybetmekti. Sözde diplomayı alana kadar çalışacağım bu işte, tıkalı kalmış çıkarmıyordum. Çünkü çıksam borçlar duruyor cebimde para yok. Her ay; “belki bu ay kazanırım” diye borçları erteleyip giriyorum daha da borca batıyorum ve kaybolan zamanımın üstüne geleceğimden de ayları, seneleri çalıyordum.
Hikayemin başında bahsettiğim başarılı öğrenciden geldiğim noktayı gördüğümde giden paralardan daha çok bu durumlara üzülüyordum. “Sen bunları yapacak insan mıydın” diye sürekli kendime soruyordum. Artık uzun süredir çalışan bir insan olmama rağmen ne cebimde para oluyor ne geleceğim için plan yapabiliyorum. Belki de kumarın bize yaptığı en büyük kötülük bizim hayallerimizi umutlarımızı çalması ve bizi kendi esiri haline getirmesidir.
Ben hala daha kurtulmuş değilim ama bunları buraya yazarak biraz da olsa içimi boşaltmak, kendi yaptıklarımın farkında olmak, benzer durumda olan abilerime kardeşlerime bir şeyleri hatırlatmak istedim. Gerçekten bunun için mi geldik bu dünyaya? Hayalleri umutları olan insanlardık. Artık bu kansızları beslemekten vazgeçip kendimize yatırım yapalım. Gerekirse 10 sene, gerekirse 5 sene borç ödeyelim ama kafamız rahat olsun. Kısmetimiz kapanmasın! Kendimizi daha fazla değersiz görmeyelim. En büyük sorunumuz bu zaten kumar bizi öyle bir kölesi yapıyor ki, biz kendimizi artık çok aşağılık insanlar olarak görüyoruz içten içe.
Biz böyle düşünürsek çevremiz bize nasıl değer versin. Yeni alışkanlıklar edinip bunu kafada tamamen bir illüzyon olduğu kendimize kanıtlarsak kurtulabileceğimizi biliyorum. Paranın değer algısını tekrar kazanabiliriz. Birçok kez bırakmayı deneyip maskeli abimizin videolarını izleyip en son kitaba heveslendiğimde 30 TL ücreti vermekten çekiniyordum. Komik çünkü bir gecede 10000’i saatler içinde kaybediyordum. Ben artık bu döngüden sıkıldım.
Tekrardan hayatı yakalamak istiyorum. Olan borçlarımı 3-4 senede kapatabilirim. Benden daha iyi durumda yolun başında olan ya da daha kötü durumda borçları belki 10 senede bitmeyecek olan arkadaşlarım vardır ama şunu söylemek istiyorum. biz pes edersek daha da uzayacak süreç. Üstümüzdeki tembelliği atalım ve artık bu şarlatanları beslemeyelim. Her insan hata yapar fakat üstüne bu kadar gitmez.
Ders alalım ve ödediğimiz bedel olarak kabul edip tekrar bir şeylerden zevk almaya başlayalım. Yemeği yerken hızlıca yiyip bir an önce telefona geçmeyelim, bir film açtığımızda 1 saat izlemekte zorlanmayalım, tek hayatımız bu telefonlardaki sanal kumarhaneler olmasın. Buraya kadar okuyan herkese teşekkür ediyorum. Belki çok uzun oldu ama son olarak Dostoyevski’nin bir romanından bir sözle kapanışı yapalım. “Mahvolmuş bir adam olduğumu niye anlamıyorum? Fakat neden küllerimden doğmayayım? Evet! Ömrümde bir kez ihtiyatlı ve sabırlı olmam yeter…”
Öncelikle hakkım sana her zaman helal olsun abi hikâyeyi yayınladığın için ben teşekkür ederim. Baya zaman oldu ilk başlarda hikayem düştü mü diye merak edip bakıyordum başka arkadaşların hikâyelerini okuyordum. İyi de geliyordu bana ilk başta bu süreçte sinyalleri yok ediyordum. Ama asıl olan gerçekten istemek ve kafada gerçekten kurulduğunu söyleyebilmekten geçiyor. Ben bu hikayeyi yazdığımda kendi içimi de dökmüş oldum ve gerçekten istediğim için o günden beri bir kuruş paramı bu kansizlara kaptırmadım. Şimdi etrafımda hala oynayan arkadaşlarının gördükçe üzülüyorum. Gariptir ki dürtüler yok denecek kadar azaldı. Canım istemiyor bile çünkü kazansam bile kaybedeceğimi kendime ispatladım. Umarım böyle devam eder ve edeceğini de düşünüyorum. Hikayemin yayınladığı bildirimi gelince gelip bu güzel haberi vermek istedim. Ben artık kumar oynamıyorum ve buradaki arkadaşlardan da aynı şeyi bekliyorum. Borçlar ödeniyor ve daha az stressiz bir hayat yaşıyoruz. Tekrardan çok teşekkür ediyorum sana maskeli abim umarım aradığın güzellikleri yeni yerleştiğin ülkede bulursun..
Yiğit kardeşim tam olarak beni özetledin öncelikle ellerine sağlık. Yaklaşık 7 8 senedir illegal sitelerden kumar oynuyorum ve illegale başladığımdan beri sürekli borçlarım var bunlar irili ufaklıydı ancak şu 1 senedir işin rengi kaçmaya başladı taa ki slot oyunlarına bulaşana kadar başlarda çok saçma anlamsız geliyordu ama öğrenince ve belli bakiyeleri görünce insanı kendi içine çekiyor bu slot illeti. Sosyal medya ve çevrende duyduğun gördüğün şeyler kafanda tam bitirmişken ve bazı şeyleri kabullenmişken insana tekrar kumar özgüveni geliyor tekrar tekrar o döngüye giriyorsun giden gitmiştir ardına bakmamak gerekiyor bunun için bende çok çabalıyorum ama herşey bir anda oluyor beynime ok gibi birden oynama isteği geliyor ve bende bu isteğe yenik düşüyorum beynim beni kandırıyor daha sonra yenik düşüyorum düşünmekten uyuyamıyorum hiç bir şeyden zevk alamıyorum artık herşeyi saldım sürekli başa dönüyorum. Herşeyin farkındayım kendimi aptal gibi hissediyorum ama toparlanamıyorum aileme konuyu açmaktan çok korkuyorum ne yapmam gerekiyor bilmiyorum. Herkese teşekkür ederim
Yiğit merhaba,
Öncelikle hikayeni geç yayınladığımdan dolayı hakkını helal et. Hem kendi yoğunluğum hem de hikayelerin birikmesinden dolayı anca kısmet bugüne oldu. İnan bana kişiliğini şu hikaye anlatım tarzında aslında ortaya koymuşsun. Uzun zamandır beklediğim (yanlış anlama nitelik değil nicelik bakımından) bir hikayeydi. Hem yaşadıklarını özetlemiş hem de yaşanmakta olan veya dibine kadar yaşamış insanlara mesajlar iletmen harika bir şey.
Benzer istasyonlardan geçtiğimiz için sonun hep aynı istasyona çıkacağı aşikar. Şu senin dopamini bırakmayı düşünme korkusu bile inan bir saatten sonra sönüyor. Evet hayatı anlamışsın belli ama hala kendinle çelişkidesin. Yani hala illüzyonun esirisin. Ben Forex te kaldıraçta o yeşil çizginin yukarı doğru sert çıkışlar yaptığında param olmadan bile ne heyecanlar ne hesaplamalar yapıp hemen bir borçla o sisteme giriyordum. Evet yeri geliyor 200 dolarım bir anda 3000 dolar oluyordu ama sonuç?
Biz insan oğlu bunu anlayamadığımız sürece o heyecanın kölesi olmaya devam etmeye mecburuz. İllüzyon öyle kuvvetli bir olaydır ki bunu bizim insanımıza anlatmak, deveye hendek atmaktan iyidir. Anlamıyor kimse nasıl bir batağın içinde olduğunu, sorunun para değil o anları sürekli yaşamak olduğunu, hayatın 5 dakikalık bir dopamin bombası yaşanılan bir yer olmadığını, hayatın bu şekilde ilerlemesinin kanunlara aykırı olduğunu ve en önemlisi yaşın kaç olursa olsun o saatten sonra hayattan zevk alamayacağını!
Hayat bu kadar kolay kazanılıp, bu kadar kolay bırakılabilseydi, bu sistemlerden herkes kazanır herkes köşelik olurdu! Milletin beyin kimyası üzerinde hayal satıyorlar. Uyanan kurtuluyor, ama tatlı heyecana kapılanlar bir ütopyada yaşamayı tercih ediyorlar. Adam canından vazgeçiyor ki onun için dışardakilerin ne düşündüğünün bir önemi yok. Finalde intiharı düşündüren bir sistemden bahsediyoruz. Bu kadar ağır ama kimse umursamıyor! Aslında gerçekle yüzleşmekten acı çekmekten korkuyor. İnan bana coin, borsa Forex kumar casino iddaa kim kolay para ile uğraşıyorsa hepsi küçük bir paraya büyük miktarlar gördükleri için beyin sistemini alt üst ettiler.
Hepsi battı ve batmaya devam ediyor. Kumarı bırakmak istiyorsan acı çekmeyi kabul edeceksin başka çaresi yok çünkü. Allah’a emanetsin tekrardan güzel bir hikaye paylaştığın için teşekkür ediyorum!