Herkese merhaba, adımı paylaşmakta sakınca görmüyorum. Adım Nehir, 26 yaşındayım. Hatay’da ikamet ediyorum. Bir şirkette muhasebeci olarak çalışıyorum. Benim hikayem 21 yaşında başladı. Ben 21 yaşına girdiğim dönem biriyle tanıştım. İkimizde üniversite öğrencisiydik o dönem. Önce arkadaş olduk, bir süre sonra sevgili olduk. Erkek arkadaşım o dönem iddaa oynardı, sürekli maçları takip ederdi.
Tabi ben hem futbola hem kumara uzak biriydim. Ne çevremde ne ailemde bildiğim kadarıyla kumar bağımlısı olan kimse yoktu. Üniversite öğrencisi olduğum için zaman zaman paraya ihtiyacım olurdu. Bazen 300 TL lazım olurdu fakat ailem 100 TL gönderebiliyordu. Erkek arkadaşımdan o dönem borç istemiştim. Bana borç vermek yerine sarı temalı yasal iddaa sitesinden hesap açtı. Kartımda ki bütün parayı oraya attı ve kupon yaptı benim yerime.
Sabah saatlerinde siteye yatırdığım 100 TL, saatler gece yarısını gösterdiğinde hiç unutmuyorum 1.000 TL civarı bir para olmuştu. Sonra bu parayı çekti ve bana teslim etti. Bunu yapan benim erkek arkadaşım. Tabi çok hoşuma gitti bu durum. “Ne güzel bir şeymiş ya. Aslında abartıldığı kadar kötü bir şey değilmiş!” dedim kendi kendime.
Benim hikayem bu olaydan sonra başladı arkadaşlar. Bu olaydan sonra erkek arkadaşımdan bana “kupon nasıl yapılır? Analiz nasıl yapılır?” öğretmesini istedim. Beni kumlardan uzak tutmak yerine, o an engel olmak yerine bir öğrenciye ders anlatır gibi tüm detaylarıyla her şeyi öğretti. İlk zamanlar tam anlayamadım iddaa sistemini, kafa karıştırıcı geldi ama sonrasında zamanla iyice oturmuştu her şey.
Bir yerden sonra kendi kendime sarı temalı bu yasal bahis sitesine para atmaya başladım. Bir akşam uzandım, siteye giriş yaptım ve kupon oluşturdum. Hiç unutmuyorum, o akşam tam 700 TL para kaybetmiştim. Zaten başkada param yoktu, hepsini bu bataklıkta yem etmiştim. Ertesi gün ablamın maaş aldığını bildiğim için para göndermesini istedim. Ablamın gönderdiği parayla da kupon yaptım ve yine kaybettim. Kaybettikçe daha çok hırs yapmaya, daha yüksek paralarla oynamaya başladım.
Artık öyle bir psikoloji içine girmiştim ki, kaybettikçe daha fazla risk alıyordum. Bir süre sonra erkek arkadaşımdan ayrılmıştım kötü bir şekilde. Tabi okul bitmişti, evime dönmüştüm. Oynamaya ara vermiştim o dönem. Yaklaşık 5 ay kadar bir süre hiç oynamamıştım. İş bulmuştum, işe başlamıştım. “Kaybettiğimi kaybettim, onlar kayıptan çok tecrübe oldu!” düşüncesine girmiştim derken bir süre sonra acaba yine oynasam mı diye düşündüm. Maalesef yeniden siteye giriş yaptım, hesabıma para attım. İş yerinde oynuyordum, işten çıkıp eve gelirken oynuyordum.
Yetmezmiş gibi gece olmasını bekleyip NBA maçlarına bahis alıyordum. Hatta sabaha kadar maçları takip ettiğim, uykusuz işe gittiğim oluyordu. Çalışıp kazandığım, beş para etmez insanların ağız kokusunu çekip aldığım 3 kuruş parayı da iddaa denilen bataklığa döküyordum. Ne birikim yapıyordum ne de kendime herhangi bir şey alıyordum. Ailem bir süre sonra çalıştığım halde paramın olmamasından şüphelenince bende her şeyi itiraf etmiştim.
Ailemden tepki görmedim, tam tersine destek gördüm. Babam beni uzman bir psikoloğa götürdü ve terapi almaya başladım. Bir süre çok zorlandım, “acaba son bir defa daha denesem mi?” diye düşündüm. Ama her defasında kendime hakim oldum, nefsimi tuttum. Sonuç olarak yaklaşık 6 aydır hiçbir şekilde oynamıyorum, oynayasımda gelmiyor zaten.
Şans eseri denk geldiğim bu güzel sitedeki birçok hikayeyi okudum. Kendi hikayemi de sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle öğrenci kardeşlerime bir öneride, bir ricada bulunmak istiyorum. Lütfen arkadaşlarınızı, arkadaşlık yaptığınız insanları dikkatli seçin. Bülbül güle, karga çöplüğe götürür unutmayın. Kaybınız olabilir, zararda olabilirsiniz. “Zararımı alınca bırakacağım!” diyebilirsiniz. Fakat öyle bir dünya yok, kaybettiklerinizi alamayacaksınız. Kendinize bir iyilik yapın, tek çırpıda vazgeçin bu illetten. Her şey gönlünüzce olsun.
Öncelikle merhaba ben Alpaslan 30 yasındayım idda ilettine bulaşmadan önce çok güzel Bi hayatım vardı arabam evim herkese borç veren lafımın üstüne kimse laf koyamazdı market dükkanımız vardı babamla birlikte çalıştırıyoduk alt komşumuz olan Biri alıştırdı 50 100 200 derken bu mıktar 3000 5000 hatta 10000 bine kadar çıktı 10 ay içinde borcum tam 275 bin TL oldu arabama yakıt alacak para bile olmuyordu alkol ve idda bagımlısıydım bankalar arıyor hacizlik olmustum intihar ilk seçenekti babam anladı sordu söylemedim iyice Sıkıstırınca aglıyarak itiraf ettim rakamı duyunca üzüldü oda agladı babamın durumu iyiydi o benim durumuma aglıyodu çünkü resmen ayaga düşmüştüm kanı beş para etmez insanlar alay durumu olmustum gözle görülür şekilde zayıflamam 2 güne yakın yemek yemedigim günler oluyordu babama anlattıktan sonra babama yat sabah konusuruz dedi tabi bana cok kızdı orayı es geciyorum sabah oldu babamla tek tek bankalara gidip borcu ödedik 1 kurus bile borcum kalmamıştı 1 ay oldu hiç oynamadım oynamıcmda ne arabamı sattı nede annem kardeşlerim bildi kimseye söylemedi babam suan hayata yeni başladım kumar bitirir giden 275 olsun
Nehir merhaba,
Kumarın bir erkek hastalığı olduğu düşünülür hep ama maalesef kumar bağımlılığı bir bağımlılık sorunudur ve kadınlarda da erkeklerle aynı orantıda bağımlı olma riski taşır. Hayatına kumarı sokup sana bu yolda rehberlik eden kişiden ayrılman gerçekten isabetli bir karar olmuş. Eminim bu adımınla gelecek günlerini garanti altına almışsın.
Evet, seni tekrar oynamaya yönelten şey aslında kaybettiğini geri çıkarma isteği değil, o heyecanı tekrar tekrar yaşama arzusu. Yani kaybettiğini çıkarma düşüncesi, tamamen seni yanıltan beyin ödül merkezinin ikna edici mesajı. Çünkü sen kaybettiğin paraları, beyin ödül merkezinde o muazzam hazzı geri istiyor. Bunu sağlayacak tek sistem kumar! Sürekli riskleri büyütüp yüksek miktarlarda oyun oynamanın sebebi ise artık 100 lira ile aldığın dopaminin yeterli gelmemesi. Yani beyin ödül merkezinde tolerans gelişimi.
Kumar böyle bir beyin oyunudur işte. İlkte 10 lira ile aldığın hazzı, 5 ay sonra 10 bin lira ile alamazsın ve zaten o seviyelere gelindiğinde felaketin içindesindir. Bu sefer artık hayattan hiçbir zevk alamaz hale gelirsin ve kumardan başka zevk verebilecek hiçbir şeyin olmadığı düşüncesiyle de kumarın kölesi olursun.
“Bu borç başka türlü ödenmez!” bu mesaj en güçlü beyin çeldirici mesajdır. Birçok batık kumarbazın arkasına saklandığı en kuvvetli illüzyonist mesajdır bu! Halbuki 3 veya 5 ay geçtikten sonra kişi hala o borcu ödememiş oluyor ve üstüne o borcun 2 veya 3 katı kadarını daha kaybetmiş oluyor.
Kumar rezilliği budur. Ne zaman bu tarz olumlu düşüncelerle için dolduğunda bu yazdıklarımı hatırla. İçerden savaş başlamış demektir. Kanma! Kanarsan, yanarsın!