Ben de herkes gibi işinde başarılı, etrafında sevilen bir insandım. Kendime bir araba almıştım ve bu paranın yarısını kredi çekerek tamamlamıştım. Sonra kredi borçlarını ödemek için ufak ufak iddaa oynamaya başladım.100-200 derken tabi miktarlar 2500-3000’e çıktı. Bahis yaptığım maçı izlerken duyduğum adrenalin heyecanı başka bir şeyde bulamıyordum.
Tabi böyle giderken kaybım çoğaldı ve maalesef arabayı satmak zorunda kaldım. Paranın yarısıyla kredimi kapattım. Elimde 25-30 bin liram kalmıştı ve oda banka hesabımda duruyordu. Tabi para var diye hesapta 2 bin liraya kupon yapıyordum. Kaybedersem risk alıp 10 bin lira basarak zararı çıkartıyordum. Son dakika gelen goller, soğuk soğuk terlemeler, kalp çarpıntıları ve daha birçok duyguyu aynı anda yaşıyordum.
Gel zaman git zaman bir gece odama kapanıp oynarken bir baktım tüm paramı kaybetmişim. Tabi hemen zararı çıkartmak için bir kredi başvurusu yaptım ve 48 bin lira hemen hesaba düştü. Gözümü karartıp tam İnter – Dortmunt maçına oynayacakken bahisler kapandı ve gol oldu. Sonra dedim deplasman gol atara oynayayım. Onu da tam oyuncakken deplasman gol attı ve yine oynayamadım. Sonra deplasman 1.5 üstüne baktım onun oranı 1.50’ydi. Yapıştırdım 45 bin TL’yi. Tabi 45 bin para gibi değil de sayısal bir puan gibi geliyordu.
Gözümde hiçbir değeri yok gibiydi. İnanın o an 1 milyon liram olsa basardım. Çünkü beyin yok o anda sadece hırs var. Neyse ben bir linkle maçı bulup bir yandan izliyordum. Dakikalar geçiyor gol yok. Dakika 70 oldu, 80 oldu hala ses yok. Bende soğuk terlemeler, kalp çarpıntıları, Allah’a yalvarmalar başladı tabi. 90. dakikaya geldik ve maç o şekilde bitti. Gol falan olmadı. O gece nasıl sabah ettim kimse bilemez. Sabah kalktım duş aldım işe gitmedim telimi kapattım yaklaşık 4-5 saat yürüdüm.
Elimde son 10 bin kaldı öğlen 12:30’da maç var. Kendi kendime dedim ki; 5 bin 1/0, diğer 5 bini de 2/0 atayım. 5 x 12 = 60 bin gelirse bütün borçlarımı temizleyecekti. Tabi oynamadım maç 1/0 bitti. O parayı da başka maçlara kaptırdım. İş yerimdekiler ve ailem öğrendi. Ağlaşmalar, tövbeler. Tabi aklımda devamlı “o borç nasıl yaparım, nasıl öderim?” Ben gene durmadım ve sırasıyla 5 bin, 10 bin daha kredi çekip yine kaptırdım. Üstüne elime para geçti 20 bin onu da basıp kaybettim.
Her kaybettikten sonra kendime ne yeminler ediyorum. Bir daha oynamayayım diye notlar yazdım oynarken okuyayım da oynamayım diye ama nafile. Oynamadan önce gelip bu hikayeleri okurdum. “Bunlar oynamayı bilmiyor, ben şimdi geçen yaptığım yanlışı yapmayacağım ve kazanacağım!” diye tekrar oynadım ve hep kaybettim.
Baskette gelmeyen yarım sayılar, futbolda iptal edilen veya direkten dönen toplar, iptal edilen penaltılar… “Hep bizi mi buluyor kardeşim!” demeyin. Evet bizi buluyor ve hep bizi bulacak. Hep kaybeden biz olacağız. Bunu okuyan arkadaş oynama! Oynadıkça kaybedeceksin, kaybettiğin parayı KAZANAMAYACAKSIN! Artık yeni bir yol, yeni bir yaşam tarzı belirlememiz lazım. Yazık değil mi bize, kendimize, ailemize ve çevremize yaşattıklarımıza.
Bunları kumar oynamadan önce düşünemiyorsun. Elinde para varsa kazanacağına inanıyorsun ta ki dibi görene kadar. Kumarbazın yaşadıklarını başkası anlamaz. Anlaması zor. İnsan gerçekten bilincini kaybediyor. Nasıl oluyor derseniz onun da cevabı “dopamin.” Artık son yeminimi ediyorum bu illeti bırakacağım ve tedavi göreceğim. O beni iyice bitirmeden ben onu bitireceğim. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Biz birbirimizin halinden anlarız. Saygılar.
Merhaba,
Hikayenden anladığım kadarıyla ciddi bir hipnozun altında hareket ederek elindeki bütün imkanları kullanmışsın. Kötü olan şu ki hala net bir şekilde kendinden emin değilsin ki ben böyle anladım ve umarım yanılıyorumdur. Evet kumar maalesef kayıplar arttıkça girilen girdabın ve bağımlılığın dozunun arttığı bir lanet.
Sen hep madalyonun öteki kısmından düşünerek girersin ama madalyonun 2 yönlü olduğunu hesaba katmazsın. Çünkü arkadaki tablo çok büyük! Borçların veya bunca yıllık emeklerinin karşılığı. Zoruna gidiyor evet anlıyorum ki benimde gitti. Hayatımın en güzel 7 yılını (gençlik dönemimi) çaldı kumar. Paradan da çok o giden yıllarıma yanarım. Ve bunların hepsi aslında 1 günlük veya 1 saatlik büyük atakların eseriydi. İnanabiliyor musun? 1 saatlik zevke 7 yıl vermek! Kumarın gerçeği bu güzel kardeşim. Kumar bir bağımlılık hastalığıdır ve uyanılması gereken ciddi bir uykudur. Bizlere yaşama şansı 1 kere veriliyor ve yaşama özgürlüğü karar mekanizması da kontrolümüzde. Ama nasıl ki istemeden kanser olabiliyorsak, istemeden bağımlıda olup fiziki olmasa da ciddi sosyal ve maddi kayıplara yol açıyoruz.
Bunu anlamak lazım öncelikle ve tükenen sabrı yeniden tamir etmek gerekiyor. Bunu da bu hale nasıl koyduysak kendimiz toparlamamız gerekiyor. Ben eğer ciddi anlamda istenildiğinde yapılmayacak hiçbir şey olmadığını kendimi tanıyarak, okuyup araştırarak başardım. Kolay olmadı bu evet ama finalde kumar değil ben kazandım! Şu an eski dürtülerim yerine geliyor. Sanki yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Bu elimizde olan bir şey ve tek yapmamız gerekn kumara olan bakış açımızı değiştirmek. Bunu da anlattığım kitabım yayında. Kitabı okuduğunda zaten kendini yeniden tanımlayacaksın ve dışardan nasıl bu hale geldiğini bir kez daha net bir şekilde tanımlayacaksın. Eğer dopamin kaynaklı bir rahatsızlığın olduğuna artık ikna olduysan bu kitap sana ciddi anlamda yeni bir bakış açısı kazandıracaktır. Linki aşağıya bırakıyorum ve gerçekten yaklaşan bu yeni yılı fırsat olarak bilmen gerektiğine inanıyorum. Tarihler büyük bir motivasyon kaynağıdır ve başlangıç için en güzel tarihe 10 günden az kaldı. Bence kitabı hemen oku ve motivasyon için hazırlan. Umarım bu olay son bulacak ve sende benim gibi hayatının kontrolünü eline alacaksın! Allah yardımcın olsun!
Kumar pişmanlıktır e-kitap: https://www.kobo.com/tr/tr/ebook/kumar-pismanlktr